CHP Tarsus İlçe Başkanlığı basın toplantısı yaptı. Tarsus CHP ‘’Sansür Yasasına Hayır!’’ açıklaması yaptı.
CHP'deki
toğlantıda Başkan Ozan Varal konuştu. Varal ‘’ CHP ‘’Sansür
Yasasına Hayır diyor.. Tüm CHP İl ve İlçe örgütleriyle eşzamanlı düzenlediğimiz
basın açıklaması ile sansür yasasını eleştiriyoruz’’ dedi.
Yasanın,
sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve
haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş
sınırlama yetkileri içerdiğini öne süren Varal, “Yasa, sınırlı kaynaklarıyla
gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın
organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır. Bir kez daha söylüyoruz: Bu
yasa teklifi baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır.’’
CHP İL BAŞKANI AKTAY’DAN ELEŞTİRİ
Kamuoyunda “Sansür
Yasası” olarak bilinen; internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar
öngören, 40 maddelik kanun teklifi; dün akşam TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve
MHP’nin oyları ile kabul edildi. CHP İl Başkanlıkları, bugün 81 ilde; Sansür
Yasası’na karşı açıklama yaptı. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan
açıklamayı, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay okudu. “Saray iktidarı,
Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son yasama yılını bir sansür ve otosansür
yasası teklifiyle açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve
özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik
muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir
girişimle daha karşı karşıyayız” diye konuşan Aktay, “Bu sansür teklifinin,
seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla
yasalaşması, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın
içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidar, meclisten
geçirdiği 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere
temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir
dinamit daha koymuştur. Öyle ki, yasanın 29. maddesiyle, “Halkı Yanıltıcı
Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu
belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle,
Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı
aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir.
Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, “dezenformasyon” olarak
yaftalanabilecektir” dedi.
“BİK ARTIK CEZA
VEREBİLECEK”
“Hangi haber halkta
korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun
yanıtının ise yasada olmadığını iddia eden Aktay, “1 yıldan 3 yıla kadar hapis
cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket
eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine
bırakılmıştır. Buradan soruyoruz; TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği
yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını
söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır? 8,5
milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da
açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor” demek yalan haber yaymak mı
sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle beşli çetelere
adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma
yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler suçlu mu sayılacaktır? “128 milyar dolar
nerede?” demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? “Ormanlarımız yanıyor,
uçaklar neden kalkmıyor?” diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı
paniğe sevk etmek mi sayılacaktır? İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin,
ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat
pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile
getirmek suç haline getirilmiştir. Bugün herkesin açıkça bildiği gibi,
ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı
yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu,
Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır. Üstelik yasa, halkın temel hak ve
özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir. Kendi
yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve
adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet
haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmıştır. Basın İlan Kurumu, tıpkı
televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital
medyanın celladı haline gelmiştir” şeklinde konuştu.
“BU BİR OTOSANSÜRDÜR”
Yasanın, sosyal medya
platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve haber alma
kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama
yetkileri içerdiğini öne süren Aktay, “Yasa, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği
dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organlarının büyük
darbe almasına neden olacaktır. Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa teklifi baştan
aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter
Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya
yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini,
halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Saray’a buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı
başaramayacaksınız. Çok az kaldı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, baskıcı
ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde
mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere,
tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür
yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa,
yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Başkanı,
“Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da
yapacağız” diyor. Biz de diyoruz ki, gerekeni sandıkta halkla hep birlikte
yapacağız. Geliyor gelmekte olan” diye konuştu.
0 Yorumlar