Subscribe Us


NİHAT GİDER YAZDI.. SU VERENLERİN ÇOK OLSUN


 SU VERENLERİN ÇOK OLSUN

Çocukluk yıllarımda yaz boyunca kaldığımız Çamlıyayla’daki evimizin bahçesinde su kuyusu vardı, diğer komşularımızda da olduğu gibi.

Yürüyerek bir yerlere gidecek olsam susamadan imdadıma yetişebilecek bir doğal kaynak su çeşmeleri, hayratlar, pınarlar vardı.

Yaz aylarında yayla serüvenimiz 1995 yılından sonra Gözne yaylasında devam etti.

O dönemde Gözne’ye merkezi su sistemi gelmişti ama halen kuyu suyu da kullanılıyor ve doğal kaynak su çeşmeleri, hayratlar, pınarlar da mevcuttu.

2000 yılı ve sonrası sanki su kıyametinin başlangıcı oldu.

Binlerce yıl içmeye doyamadığımız, yazın buz gibi soğuk, kışın soğuk havaya göre ılık olan, lezzetli ve billur gibi şifalı kuyu ve bir çok doğal kaynak sularımızın artık mikroplu, bakterili olduğu ve bu suları sağlığımızı korumak için içmememiz gerektiği söylendi.

İlginç şekilde de son 25 yıl içinde artık içmediğimiz bu doğal kaynak sularımız teker teker kuruyup yok oldu.

Peki ne oldu?!

Binlerce yıldır var olan bu yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımıza ne oldu da bu son 25 yılda hepsi birden kurudu!

Köylerimizdeki, dağlarımızdaki içinde su olan göletlerimize ve akan derelerimize ne oldu da sadece yağmur yağdığında yüzü su gören kuru yataklara dönüştü!

Su verenlerin çok olsun..

Güzel bir söz ve duadır.

Yaş almış insanlar çok kullanır bu sözü kendinden küçük evladı, torunu su getirdiğinde.

Yaşlılıkta yalnız olmamanın, o yaş almış ve artık eski gücünde olmayan vücuduyla bir şeyleri yapmak zorlaştığında, yanındaki insanların varlığının şükrüdür; su verenlerin çok olsun.

Ölüm anı yaklaştığında, o son nefesten önce bir damla su içebilmenin, ölüm ateşinin yakışını bir nebze olsun azaltabilmenin ve yalnız ölmemenin şükrüdür; su verenlerin çok olsun.

Lakin huzur ve mutluluğun kaynağı şükür kurudu, yaşamın kaynağı su kurudu.

Ölmeyecek gibi yaşayan insanoğlu, para kaygısını, gelecekteki kazanç kaygısını yani bu yalan dünyanın yalan kaygılarını bırakabilse ve ‘’gerçek sorunu görüp odaklanabilse’’!

Son 25 yılda, binlerce yıldır kullandığımız o güzelim su kaynaklarını tükettik ve yok ettik!

Neden bu şekilde hızlı ve ilginç şekilde yok oldular!

Sanırım bunu bilsek de bilmiyor gibi yaptığımız, farkında olsak da  fark etmiyor gibi yaşadığımız için sorgulamıyoruz.

Para kaygısı ve kazanma dürtüsü her şeyin üzerinde.

Peki bu hızla önümüzdeki 25 yıl içinde içecek bir yudum suyu bulabilecek miyiz?!

Su verenlerin çok olsun..

Varlığınız daim olsun..

Nihat Gider

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar