Anlamlı Bir Kurban Bayramı
Kurban Bayramı yaklaşırken, her yıl olduğu gibi bu yıl da
gündemimiz belli: kurbanlık fiyatları, kesim hazırlıkları, bayram tatilinde
yollardaki trafik çilesi… Ama bu yıl bir fark var. Bayramın coşkusu, bereketi
ve paylaşmanın o derin, köklü hissi sanki biraz daha sönük. Peki neden?
Kurban pazarları ne tamamen boş ne de dolup taşıyor. Fakat
geçmiş yıllarla kıyasladığımızda, alım gücünün düştüğü çok net. İnsanlar bu yıl
kurban alamadığı için değil, belki de almaya niyet bile edemediği için daha
yorgun. Asgari ücretlinin bir aylık tüm maaşı ancak bir küçükbaşa yetiyor,
emeklinin maaşıysa bir kurbanlık bile etmiyor. Kurban, tıpkı hac gibi artık bir
lüks hâline geldi.
Ama sadece maddi nedenlerle açıklayamayız bu tabloyu. Belki de
bu yıl ki durgunluğun altında derin bir manevi tükenmişlik de yatıyor.
Toplum olarak kurbanı sadece fiziksel bir kesim törenine
indirgedik. Oysa kurban; egoyu, kibri, hırsı, açgözlülüğü kesmekti. Paylaşmayı,
merhameti, “ben değil biz” demeyi hatırlamaktı. Oysa biz bu bayramda neyi
paylaşıyoruz? Bir selamı mı? Bir tebessümü mü?
Bayramlar, toplumsal bir bağdır. Bir merhamet refleksi. Ama bu
refleks, her geçen yıl biraz daha köreliyor. Çünkü artık paylaşmıyoruz,
hissetmiyoruz, görmüyoruz ve en çok da yalnızlaşıyoruz.
Dilerim ki bu bayram, kurban sadece hayvanlar olmaz. Dilerim ki
ego, kibir ve açgözlülük kurban edilir.
Ve dilerim ki bizler yeniden vicdanımızla ve değerlerimizle
birbirimize yaklaşırız.
Gerçek anlamda anlamlı bir Kurban Bayramı geçirmeniz dileğiyle…
Varlığınız daim olsun.
Nihat GİDER
0 Yorumlar