TARSUS’TA 48 YILLIK DUVAR GAZETESİ GELENEĞİ YAŞATILIYOR

DUVAR GAZETESİ GELENEĞİ.

Türkiye’de ve dünyada eşi benzeri olmayan  duvar gazetesi geleneği tam 48 yıldır Tarsus’ta yaşatılıyor.1977 yılında  işe başlayan ve devam ettiren yerel gazeteci Yakup Boncuk “Duvarlara gazete asmaya 12 yaşında  gazete dağıtıcılığı yapmaya başlayınca başladım. Hala devam ettiriyorum”  dedi.Yakup Boncuk bugün 60 yaşında, yine Tarsus’ta Akkoza ve Tarsus Ekspres’te yerel gazete editörlüğünü yapıyor. 

1980 darbe döneminde sağ ve sol görüşlü gazetelerin dağıtıcılığını yapan Yakup Boncuk Sağcılardan ve Solculardan yediği tokatlar sonucu duvar gazetesi geleneğinin doğduğunu söylüyor. 

TARSUS’TA 48 YILLIK DUVAR GAZETESİ GELENEĞİ YAŞATILIYOR

Tarsus’ta duvar gazetesi geleneğini 1977 yılında başlatan  Yakup Boncuk bugün 60 yaşında, yine Tarsus’ta Akkoza ve Tarsus Ekspres’te yerel gazete editörlüğünü yapıyor.

Bir plan veya proje dahilinde olmadan ve bazı istekleri karşılayabilmek adına başlatılan bu uygulamanın geçmişi 1977-1978'li yıllara dayanır.

Yakup Boncuk  gelişmeleri şöyle anlatıyor:

“1977 yılında ben Cengiz Topel Lisesinin ortaokul bölümünde öğrenim görüyordum. O yıllarda ortaokul ikinci sınıfa giderken, Yenises gazetesinin gazete dağıtımını yapan kişi (Müvezzii) işten ayrılınca, gazetenin muhasebesine bakan dayım Hayrettin Enücür beni çağırdı.

"Sabah 08.00’den 10.00'a kadar gazete dağıt, okul harçlığın çıksın. Öğleden sonra da okuluna gidersin" dedi.

O dönemler babam yeni vefat etmiş olduğundan ve maddi durumumuz iyi olmadığından bu işi kabul ettim. Velhasılı 1977 yılının sonlarına doğru Yenises gazetesinde gazete dağıtıcısı olarak işe başladım. O sıralar 120 adet gazete dağıtıyordum. Ancak bana 10 tane de fazla gazete veriyorlardı, bunları gazete isteyenlere vereyim diye. Milleti bedava gazeteye alıştırınca on tane ek gazete yetmez oldu. Birde gazete tesislerimizin çevresindeki esnaflar gelip gazete istiyordu. Biz tipo tekniği ile baskı yaptığımızdan işimiz hayli zordu. Bu nedenle bazı kişilere gazete veremediğimizde üzülüyordum.

 Gazetemizin baskı yeri Şimdiki Yarenlik alanının olduğu mevkide  Atatürk caddesi üzerindeydi. Geniş camları olan bu baskı yerinin camlarına gazete kâğıtları yapıştırdık, içerisi gözükmesin diye. O zaman aklıma geldi, ben günlük gazeteleri baskı dairesinin caddeye bakan kısmı olan Sadık Eliyeşil ilkokulunun karşısındaki işyerimize günlük olarak asmaya başladım.  Üzerine de bugünkü gazete diye büyük bir levha koydum. Gece gazete basılınca ertesi günkü gazeteyi de asıyordum,. Böylece gazete istemeye gelip de bulamayanlara "Gazetemizi cama astım, oradan okuyabilirsiniz" diyerek bir nevi kendimce çözüm yolu buldum.  Öyle ki sadece çevremizdeki esnaflar değil, aynı zamanda oradan gelip geçenlerde gazete okumaya başladı. Bu halk dilinde duvar gazetesi anlamına geliyordu. Zamanla gazetenin hem iç sayfasını hem de dış sayfasını asmaya devam ettim.  Normal gazete ebadında 4 sayfalık gazetemizin her tarafı okunmaya başlamıştı.  Böylece halkın talebini karşılamak adına duvar gazetesi geleneği kendiliğinden doğmuş oldu. Zamanla bu geleneğe diğer gazetelerde uymaya başladı. Bu istek üzerine o tarihlerde Tarsus'ta gerek Yaysat gerekse Gameda  bayisi olarak iki ayrı dağıtım şirketinin gazete  dağıtım baş bayisi olan Seher Kollektif Şirketinin sahibi Selçuk Togo,  işyerinin ön cephesine 4-5 gazetenin asılabileceği şekilde bir yerel gazete panosu yaptırdı. Günlük çıkan gazeteler buraya gazetelerinin sadece dış sayfaları okunabilecek şekilde asmaya başladı. O tarihlerde Tarsus, Yenises, Zafer, sonra Tarsus Ekspres, Yeni Doğuş gibi gazeteler çıkıyordu. Haftalık gazetelerde zaman, zaman gazetelerini Seher Kollektif şirketinin dış duvarına asmaya başladı. Ulusal gazetelerden satın almaya gelenler Seher Kollektif şirketinin hemen yanı başında asılı yerel gazeteleri de okuyorlardı.’’

 

—EN BÜYÜK ETKEN 12 EYLÜL 1980 DARBESİ OLDU.

12 EYLÜL 1980 DARBESİNDE ÇOK KULAĞINI

ÇEKTİLER, ÇOK TOKAT YEDİ

 

Bu arada 12 Eylül 1980 dönemi öncesi sağ sol olayları da benim duvar gazetesine devam etmeme neden oldu. Çünkü benim çalıştığım Yenises gazetesi sağ görüşlü bir gazeteydi. Sol görüşlü mahalle ve mevkilerden geçerken gazete dağıtımı engelleniyor, yada gazetelerimi elimden alıyorlardı. Sol görüşlü mahallelerden geçerken de aynı tepkiler oluyordu.  Bu nedenle zaman zaman tokatlar yedim. Bereket versin o tarihlerde yaşım 12-13 civarında idi. 17-18 yaşında olsaymışım belki de öldürülebilirdim de. Çünkü 2 Ağustos 1980 tarihinde sağ görüşlü diye Tarsus gazetesinde her gün karşılaşıp "Merhaba Hasan abi" dediğim Hayali Hasan Yavaş’ta kimliği meçhul kişilerde kurşunlanarak öldürüldü. Onun katledilmesindeki tek neden sağ görüşlü ve Milliyetçi olmasıydı. Tabi o zamanlar sağ görüşlü olanlar sol görüşlüleri kent merkezindeki kendi bölgelerine getirtmez, gelenleri de döverlerdi. Sol görüşlü olanlarda kendi mahalle ve semtlerine sağ görüşlü olanların gelmesini istemez, tehdit ederlerdi. Ben ise bir gazete dağıtıcısı olarak çocuk yaşlarda olduğumdan her yere girip çıkardım..

 

SAĞ-SOL DAVASI YÜZÜNDEN ÇOK TOKAT YEDİM

 

Ancak bu sağ-sol davası yüzünden tokatlandığım, kulağımın çekildiği çok olmuştur. Örneğin 1980 öncesi Mersin'den Tarsus'a getirilip dağıtılan sol görüşlü Kurtuluş ve Sonhaber gibi gazeteleri dağıtan arkadaşlardan takas yoluyla gazete alırdık. Biz onlara Tarsus’un gazetesini verirdik, onlarda bize Mersin'in gazetelerini verirdi. Ancak takas ettiğimiz gazetelerin görüşü birbirine zıttı. Bunu biz anlıyor ve birbirimizin görüşlerine saygı duyuyorken, birçok kimse bunu ters anlıyordu.

 

SAĞ GÖRÜŞLÜ GAZETENİN İÇİNE

SOL GÖRÜŞLÜ GAZETEYİ DE SAKLAYIP, DAĞITIYORDUM

 

Örneğin beni tanıyan sağ görüşlü bazı abilerim, koltuğumun altındaki Yenises gazetesinin içinde sol görüşlü gazete bulduklarında hem tokat yiyip hem kulağım çekiliyor ve "Bu komünist gazetelerini niye koltuğunun altında gezdiriyorsun, yoksa sen komünistmisin lan?" diye soruyorlardı. Sol görüşlü gazeteleri yırtıyorlardı. Bu durumun terside oluyordu. Çünkü o zamanki sağ-sol durumları bu merkezdeydi. Oysa ben ne sağ, ne sol diye bir ideolojinin farkında bile değildim. Yaşım 12-13, ben okuma derdine düşmüşüm, okuyabilmek için çalışıyor ve gazete dağıtıyorken, sağ-sol davası uğruna tokatlar yiyordum.

 

Geliyoruz 1986 yılına.. O zaman askerden yeni geldim. Bu kez Tarsus’un Sesi Gazetesinde işe başladım. Yine çalıştığım gazetenin dış camlarına  gazete asmaya başladım. 1996 yılında da dönemin belediye başkanı (şimdiki eski adliye binası) yanına bir pano yaptırırken, Seher Kollektif Şirketi Sahibi Selçuk Togo’da kendi işyerinin duvarına gazete asılması için pano yaptırdı.

 

—KAYMAKAMLARIN DUVAR GAZETESİNİ

OKUDUKLARINA ŞAHİT OLDUM

 

Artık tüm yerel gazeteler iki ayrı yerdeki panolara asılıyordu. Öyle ki bazı kaymakamların bile sabahları (kent merkezindeki)  kaymakamlık binasına gelirken kent merkezinde yaya yürüdükleri ve Hükümet Konağına geçerken Duvar gazetelerini okuyup geçtiklerine şahidim. Zamanla yetersiz kalan yerel gazete panosunun başka yere yapılması için gazeteciler Belediyeden talepte bulununca o zaman şimdiki Adliye binasının hemen yanı başındaki  Antik Yolun ön cephesindeki tel örgülere saç dan 20 metre uzunluğunda bir  gazete panosu yaptırıldı. Artık günlüklerin dışında, haftalık gazetelerde birer nüshalarını buraya asmaya başladılar.

Yine gazetecilerin talebi üzerine belediye bu panolara asılan gazetelerin yırtılmaması, yağmurlu havalarda ıslanmaması için cam çerçeveler ilave etti. Her gazeteye bir anahtar verilip kendi yerlerine gazeteleri asmaları sağlandı. Burada gazete okumak daha rahat ve kolay olduğu için, birde Adliyenin hemen bitişiğinde olması nedeniyle burada daha çok insan gazete okur hale geldi.

 

TALEP ARTTIKÇA YENİ PANOLAR YAPTIRILDI.

 

Medya Mensupları Derneği olarak başkan Okan Çalışkan bu kez  yine işlek caddelerden Yarenlik alanında Sadık Eliyeşil ilkokulunun duvarının tel örgüleri üzerine bir pano yaptırdı. Oraya da gazetelerimizi asmaya başladık. Ancak bazı kesimlerden tepki gelince ve okuldan da olumsuz karar çıkınca Sadık Eliyeşil ilkokulunun duvarındaki duvar gazetesi panolarını söktük.

 

CETVEL SEMTİNDE DUVAR GAZETESİ

Bunun üzerine şehrin kuzeyinde bulunan 5 km,.  Uzaklıktaki Yenimahalle, Gaziler, Bağlar, Kırklarsırtı, Ergenekon mahallelerinin geçiş güzergâhındaki Yeşildirek mevkisindeki Yenimahalle-Gaziler mahallesi muhtarlıklarının iki yanına iki ayrı pano daha yapılmasını istedim. Bu isteğimi Yenimahalle Muhtarı  kabul ederek bazı sponsorları iki gazete asılacak büyüklükte pano yaptırttılar. Buraya ben kendi çalıştığım gazeteleri asarken, muhtarlarda kendi duyurularını bu panolarda teşhir etmeye başladılar. Böylece kentin en uç noktasındaki insanlarında gazete okumasını sağlamış olduk. Benim evim Yenimahalle de olduğundan ve muhtarlığa her gün uğradığımdan dolayı kendi çalıştığım günlük ve iki haftalık gazeteyi de bu panolara asma imkanı yarattım. Böylece günlük 500 adet basılan bir gazete, duvar gazetesi olarak asılınca en az 5000 kişi tarafından okunur hale geldi. Bu gelenek  hiç aklımızda yokken tamamen halkın gazete talebi, bizim bazı kesimlere ücretsiz gazete veremememiz ve 12 Eylül 1980 dönemi öncesindeki karışıklıklardan dolayı kendiliğinden ortaya çıkmış ve gelişmiş oldu. Halen bu uygulama aynen devam ediyor. Ben iyi biliyorum ve şahit oluyorum ki, kentin en ücra köşesinden vatandaşlar yerel gazete okumak ve yaşadıkları kentten haberdar olmak için dolmuşa binip kent merkezine gelerek gazete okuyorlar. Çarşıya gelme imkanı olmayanlar ise  bir veya iki gazetenin asıldığı diğer panolardan duvar gazetelerini okuyabiliyorlar. Yerel gazetelerin duvar gazetesi olarak varlığını sürdürmekteki amacımız, halktan alım gücü olmayanların da yerel gazete okumasını sağlamaktır. “

.

YAKUP BONCUK

TEL. 0533 324 8800

E MAİL. yakupboncuk@gmail.com,





 

Yorum Gönder

0 Yorumlar