Nihat Gider yazdı ''Yine Yanıyoruz''




 Artık yaz gelsin istemiyorum çünkü yanıyoruz.

Yaz ayları, özellikle son yıllarda, bir tatilin değil bir felaketin habercisi oldu. Eskiden güneşli günler umut getirirdi, artık sadece korku getiriyor. Çünkü yine yanıyoruz, yine ciğerimiz tutuşuyor. Yine yeşile düşmanlık eden insanoğlu, doğaya karşı kazandığını sandığı büyük savaşı aslında kendi sonunu hazırlayarak kaybediyor.

Her yıl aynı manzaralar, aynı cümleler…

“Alevler kontrol altına alındı.”

“Yangının sebebi araştırılıyor.”

Ve elbette: “İhmaller zinciri…”

Ama sonuç hep aynı; kül olmuş ormanlar, yok olan canlılar ve tükenen bir gelecek…

Çünkü yanan sadece ağaç değil, sadece orman değil, yanan bizim ve çocuklarımızın geleceği. Suyumuz yanıyor, havamız yanıyor, gölgemiz yok oluyor. Sessizce, çaresizce... Kuşlar, kaplumbağalar ve daha adını bile bilmediğimiz canlılar acı bir şekilde yok oluyor.

Ve biz?

Klimalı evlerde oturup televizyon başında izliyoruz olan biteni. Sosyal medyada birkaç “üzgün surat” emojisi, bir iki paylaşım ve sonra unutuyoruz. Ta ki bir sonraki yangına kadar.

Oysa bu yangınlarda hepimizin eli var.

Piknikte ateş söndürmeyen de, sigara izmaritini camdan atan da, yapılaşmaya açılan orman alanlarına sessiz kalan da suç ortağı.

Bu yangını sadece rüzgar değil, bizim vurdumduymazlığımız körüklüyor.

Artık doğayla savaşan değil, onunla barışan bir anlayışa geçmemiz şart. Çünkü doğa bizim yaşam kaynağımız ve o olmadan biz de olamayız.

Unutmayalım; bu gezegenin sahibi değiliz, sadece misafiriyiz.

Ama kötü misafirleriz. Geldiğimiz yeri kirlettik, yıktık, yaktık ve hâlâ öğrenemedik.

Artık ormanların, doğanın, dünyanın sonunu getirmeyelim ve en önemlisi kendi sonumuzu getirmeyelim.

Yeşilin sonunu hazırlayanlar, hayatın da sonunu getiriyor.

Ve maalesef o sona doğru hep birlikte koşuyoruz…

Varlığınız daim olsun.

Nihat Gider

Yorum Gönder

0 Yorumlar