BÜYÜK NAKLİYECİ BULUŞMASI MERSİN’DE
YAPILDI
CHP
Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, nakliye ve lojistik sektörünün sorunlarını dinlemek
üzere Mersin’de Büyük Nakliyeci Buluşması’nı gerçekleştirdi. İktidarın sektör
temsilcileriyle bir araya bile gelmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Niye gelmiyorlar? Onu da söyleyeyim;‘Ne
olacak, vur ensesine istediğini yap’ diyor. ‘Nasıl olsa bunlar sonuçta gelecek
oyu yine bize verecek’ diyor. Çantada keklik olarak görüldüğünüz sürece sizin
sorunlarınız çözülmez. Türkçesi budur arkadaşlar. Oyunuzun rengini değiştirmek
zorundasınız” diye konuştu.
Başkan
Seçer’in sektörün sorunlarını çözmek için elinden gelen her çabayı gösterdiğini
belirten Kılıçdaroğlu, “Ben sizin
oyunuza talip değilim. Ben sizin dertlerinize talibim, sorunlarınıza talibim” diye
konuştu. Sektörün Türkiye açısından çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden
Kılıçdaroğlu, “Olağanüstü avantajlar
sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize de boğarsınız. Ben buna inanıyorum. Sakın
moralinizi bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur.
Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz, hepsini çözeceğim.
Güvenin, biz size güveniyoruz çünkü” dedi.
Başkan
Seçer, Mersin’in lojistik anlamda çok önemli potansiyellere sahip olduğunu ve
görev süresi boyunca da bu sektöre desteklerini sürdüreceklerini vurgulayarak, “2.5 yıllık görev süremiz içerisinde sizlerin başını öne eğdirmeyecek bir
şekilde bu sektöre gerekli katkıyı veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.
Görevde kaldığımız sürece nakliye sektörünün tüm sorunlarını bir bir çözme
iradesini sürdüreceğiz” diye konuştu.
Nakliye
ve lojistik sektörünün temsilcileri, Mersin’de gerçekleştirilen Büyük Nakliyeci
Buluşması’nda bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sektörün
Türkiye için çok büyük potansiyele sahip olduğunu, gerekli koşulların
sağlanması durumunda Türkiye’yi dövize boğacağını belirterek, sektör
temsilcilerine “Sakın moralinizi
bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Tereyağından kıl
çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz, hepsini çözeceğim. Güvenin, biz size
güveniyoruz çünkü” diye seslendi.
CHP
Lideri Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde Mersin Büyükşehir Belediyesi Tır Garajı’nda
düzenlenen Büyük Nakliyeci Buluşması’na, CHP Genel Başkan Yardımcıları, Genel
Merkez yöneticileri, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri, Mersin Büyükşehir
Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar,
siyasi partilerin il ve ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve sektör
temsilcileri katıldı.
CHP
Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasına başlarken sektör temsilcilerini “Direksiyon başında alın teri döken değerli
arkadaşlarım” sözleriyle selamladı. Sektör temsilcilerinin Türkiye’nin
yükünü çektiğini, Mersin’de 27 yıldır çözülemeyen bir site sorununun
bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şimdi
onu Büyükşehir Belediye Başkanımız çözecek inşallah. Arkasından da ‘bir lojistik
köye ihtiyacımız var’ dediniz.Evet, öyle. Burada lojistik köyü kuracaksak,
lojistik köyün kurulmasından ötürü ortaya bir rant çıkacak. O rantın sahibi o
köyü kullananlardır. Onlara hakça bölüştürdüğünüz zaman kimse aç, açıkta
kalmaz. Herkes hayatından memnun olur. Alın teri döker, kazanır ve huzur içinde
yaşar. Onlar huzur içinde yaşadıkça biz de huzur içinde yaşarız” dedi.
“Mersin, sadece Türkiye’nin değil,
dünyanın çok önemli bir merkezi haline gelecek”
Mersin’in
sektör açısından önemli bir kent olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam
etti:
“Mersin, sadece bu bölgenin değil,
sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil, dünyanın çok önemli bir
merkezi haline gelecek, göreceksiniz. Allah nasip eder iktidar olursak,
göreceksiniz en önemli merkez haline en geç 8, 9 yıl içinde gelecek. Böylece bu
bölge, sadece Türkiye’ye ve Akdeniz ülkelerine hizmet veren bir bölge değil, bu
bölge dünyaya, özellikle Avrupa ve Amerika’ya en büyük hizmeti götürecek olan
bölge olacak. Bizim Merkez Türkiye Projesi’nin ana unsuru bu. Burada sadece
nakliye olmayacak onu da söyleyeyim. Bizaynı zamanda Hakkari’deki çinko
madeninibu bölgede kuracağımız maden rafinerisinde işleyeceğiz. O maden
rafinerisinde madeni çok ucuz bedelle dışarıya ihraç ediyoruz. Burada
işlediğimiz zaman en az 50, 100 kat fazlasıyla ihraç edeceğiz. Herkes
kazanacak, bölgeyi düşündüğünüzden daha fazla büyüteceğiz. İstanbul’un nüfusu
azalacak ama burası İstanbul’dan sonra en büyük kent olacak.Akdeniz’in en büyük
havzası olacak. Bu kadar büyük bir imkanı bugüne kadar kullanmadı kimse. Biz
kullanacağız, yapacağız. Herkes kazanacak bu bölgede. Gerçekten kişi başına
gelir çok kısa süre içinde 20 bin, 25 bin dolara çıkacak. Katma değeri yüksek
ürün üreteceğiz bu bölgede.Bölgede göreceksiniz arka arkaya otomobil
fabrikaları kurulacak çünkü en rahat buradan ihracatlarını yapacaklar. Bu
nimetin bugüne kadar kullanılmadığını düşünmek bile beni ürkütüyor. Neden
kullanılmadı? Neden bu imkan sağlanmadı? Bunların sağlanması lazım.”
670 bini aşkın nakliyeci sahipsiz
kaldı
Genel
Başkan Kılıçdaroğlu, sektördeki 670 bini aşan nakliyecinin sahipsiz kaldığını
vurgulayarak, “Sahipsiz bir sektör.
Koşarsınız,‘acaba bir bakanı, acaba Başbakanı ya da Cumhurbaşkanı’nı bulup
derdimizi anlatabilir miyiz’ diye. 670 bin kişilik bir kitle olacak, bu kitle
alın teri dökecek direksiyon başında. Günün gerekirse 24 saati çalışacak ama
sahibiniz yok. Derdinizi anlatacak yer yok. Bir sürü bakanlık var. Ne yapıyor
bu bakanlıklar? Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık bir katkınız var sizin
ekonomiye. Belki siz farkında değilsiniz ama biz bunların hepsini görüyoruz. 25
milyar dolarlık bir katkı yapıyorsanız bu katkıyı kısa sürede 50 milyar dolara,
100 milyar dolara çıkarmak mümkün” dedi.
“Nakliye sektörünü toparlayacak bir
çatı örgütüne ihtiyacınız var”
Türkiye’nin
nakliye sektörü açısından olağanüstü bir coğrafyaya sahip olduğunu ifade eden
Kılıçdaroğlu, bu avantajın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, sektör temsilcilerinin tümünün dertlerini dinlemek için
toplantıyı Mersin’de düzenlediklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, nakliye sektörünün
50’den fazla derneğinin olduğunu anımsatarak, “Bütün nakliye sektörünü toparlayacak bir çatı örgütüne ihtiyacınız
var. O zaman sizin sesiniz çok daha gür çıkar, o zaman her siyasetçi mutlaka
gelir sizi dinlemek zorunda kalır. Bu çatı örgütünü sağlayın.Mesela
uluslararası nakliyeciler var. Kendilerine göre bir çatı örgütü oluşturmuşlar.
Onun da üstünde, onun da dahil olacağı güçlü bir çatı örgütü gerekiyor” diye
konuştu.
“Bu sektörün Avrupa’daki sektörle
rekabet etmesi lazım”
Kılıçdaroğlu,
nakliye sektörünün sağlıklı bir rekabet zincirine sahip olması gerektiğinin
altını çizerek, şunları söyledi:
“Sizin bir sağlıklı çalışma
iklimine ihtiyacınız var. Bunu da sağlamamız lazım. Araç muayene ücretleri
oluyor. Rakamlar açıklanıyor, hep beraber şikayet ediyorsunuz ama sonunda
götürüp parayı ödüyorsunuz, parayı ödedikten sonra şikayetler bitiyor. Başka
bir sorun çıkıyor, ondan şikayet etmeye başlıyorsunuz. O nedenle biz bunu çözeceğiz.Bu
sektörün Avrupa’daki sektörle rekabet etmesi lazım. Avrupa’daki taşımacılık
yapanlara her türlü imkan sağlanıyor ama biz size sağlayamıyoruz,
sağlayamadığımız içindir ki sorun çıkıyor. Rekabet etmekte zorlanıyorsunuz.Bu
rekabetin sağlanması lazım. Bunlardan birisi; hurda desteğidir. 20 yıl aracı
kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız. Size hurda desteği verilmesi
lazım, aracınızı daha rahat yenileyin diye. K1 Belgesi alıyorsunuz, bir sürü
para ödeyerek. Yolcu taşımacılığında bunu devredebiliyorsunuz, satabiliyorsunuz
ama tıra gelince hayır, bunu satamıyorsunuz. Niye satamıyorsunuz? Önünüzdeki
engel ne? Niye böyle bir engel çıkarıyorlar önünüze? Bu engelin de kalkması lazım. Bakın bir şey
daha ifade edeyim; herhangi bir kişi ister Mersin’de, ister Adana’da, ister
İstanbul’da, ister Hakkari’de, ister Trabzon’da taksi plakası alamaz. Tahdidi
vardır ama sizin işinizi yapmak için hiçbir tahdit yok. Paranız varsa gider
kamyon alırsınız, başlarsınız çalışmaya. Niye tahdit yok? Sizin plakanızın
değerli olması lazım. Taksi plakası nasıl değerliyse; tır plakasının da kamyonun
plakasının da değerli olması lazım.”
“Tahdit gelecek, o da sizin
güvenceniz olacak”
Memurun
emekli olduğunda ikramiye, işçinin kıdem tazminatı, dükkanı iyi yerde olan esnafın
hava parası aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Siz plakadan ötürü bir gelir elde ediyor musunuz? Hiçbir şey elde
etmiyorsunuz. Tahdit gelecek, o da sizin güvenceniz olacak. Her önüne gelen
kamyonu alacak, ‘istediğim gibi çalışacağım’, olmaz. Bu o kadar basit bir
meslek değildir. Bu mesleğe girenler alın teri döküyorlar, yıllarını, aylarını
veriyorlar. Param var buldum, al 1 tane, 20 tane, 30 tane, 50 tane birden,
piyasaya gir. Bu nedir aynı zamanda? Sizin gelirlerinizi düşürür. Rekabet imkanınızı
düşürür. Yok eder yani. Bunun da değişmesi lazım” dedi. Nakliyecilik
mesleğine itibar kazandırılması ve cazip hale getirilmesi gerektiğini söyleyen
Kılıçdaroğlu, sektöre üniversiteler aracılığıyla nitelikli eleman
yetiştirilmesinin de önemine dikkat çekti.
“Motor emisyon standartlarının
Avrupa Birliği’ne uyum içinde olması lazım”
Motor
emisyon standartlarıyla ilgili Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yaşanan
soruna da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, bunun şu an için basit bir sorun olarak
görülebildiğini ancak ilerleyen süreçte daha ağır olacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, “Belki sizin araçlarınızı
sokmayacaklar Avrupa’ya. Belki de daha ağır vergiler alacaklar sizden. Ne
yapması lazım hükümetin? Buna uygun araçlar imal etmesi lazım. Buna uygun
araçların imali için teşvik vermesi lazım ve siz araçlarınızı yenilerken bu
motor emisyon standartlarının Avrupa Birliği’ne uyum içinde olması lazım.
Akıllarına geliyor mu böyle bir şey? Ülkeyi yöneten yönetici 10 yıl sonra, 20
yıl sonra, 30 yıl sonra dünyada ne olacak, bunu bilemezse ülkeyi yönetemez.
Bunu bilmesi lazım. O nedenle üretimin bu standartları yakalayacak şekilde
özendirilmesi lazım” dedi.
Tır
şoförlerinin çalışma saatlerine de değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün raporları olduğunu ve herkesin buna uyduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, “9 saat çalışacaksın, 12
saat dinleneceksin. Avrupalı bunu gayet güzel yapıyor. 9 saat gidiyor, bir
yerde, eğlence merkezi var, sineması var, her türlü imkanı var, rahat ediyor,
orada 12 saat kalabiliyor, 10 saat kalabiliyor. Dağın başında ne yapacaksınız
Allah aşkına siz? Size böyle bir imkan sağlandı mı? Rahat edebileceğiniz,
rahatlıkla dinlenebileceğiniz bir imkan sağlandı mı? Sağlanmadı. Niye
sağlanmıyor? Siz vergi vermiyor musunuz? Vergi veriyorsunuz. Gelir Vergisi
veriyorsunuz, Kurumlar Vergisi veriyorsunuz, Katma Değer Vergisi veriyorsunuz,
Motorlu Taşıtlar Vergisi veriyorsunuz, ÖTV veriyorsunuz, mazot alırken
veriyorsunuz. Niye bu imkan size sağlanmıyor? Hangi gerekçeyle sağlanmıyor?
Çünkü sizin sahibiniz yok arkadaşlar. Sahibiniz yok” ifadelerine yer verdi.
Bakımsızlık
nedeniyle yanlış tartan kantarın faturasının da şoföre kesildiğini vurgulayan
Kılıçdaroğlu, “Ceza kime kesiliyor? Ceza
size kesiliyor. Bunların bakımını kim yapacak? İlgili kamu kurumu yapacak.
İlgili kamu kurumu süresinde, zamanında bu bakımları yapıyor mu? Yapmıyor. Ne
olacak ki? Gelir, yanlış tartarız, gider öbür tarafta doğru tartılır, cezaları
keseriz, zamanında ödenmezse bir de faiziyle beraber bu paraları sizden alırız.
Almazsa? Gelir ehliyetinizi alırız” dedi.
“Ben parasını ödüyorsam ticari sır
olmaz, bu devletin yolu”
Kılıçdaroğlu,
Türkiye’deki otoyol, köprü ve tünellerin neden yapıldığını sormadıklarını ancak
ne kadara yapıldığını ve ne kadar garanti verildiğini merak ettiklerini
belirterek, “Adı ‘yap-işlet-devret’.
Yap-işlet-devret ne demektir? Sen yapacaksın, işleteceksin, belli bir süre
sonra da devlete devredeceksin. Şimdi yap, işlet, üstüne para al, olağanüstü
kâr elde ettikten sonra da devlete ver. Hem balı var hem kaymağı var. Şimdi
sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyorlar. Avro üzerinden, dolar üzerinden
fiyat biçiyorlar. Sorduk, bunları kaça yaptınız? Cevabı yok. ‘Efendim ticari
sır bu’. Ne demek ticari sır? Ben parasını ödüyorsam ticari sır olmaz, bu
devletin yolu. Kaça yapıldı bu? Bilmiyoruz” diye konuştu.
“İktidar olduğumuzda bu yolların
tamamını kamulaştıracağız”
İktidara
geldiklerinde soygun düzenini ortadan kaldıracaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu,
şunları söyledi:
“Yüksek bedeller alıyorlar sizden.
Navigasyondan sizi oraya yönlendiriyorlar, bazen trafik polisi arkadaşlar
yönlendiriyorlar, öyle talimat almıştır. Efendim, oraya devletin yükü az olsun,
siz cebinizden ayrıca para ödeyin buraya diye. Söyleyeyim; sizlerin oyuyla
iktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız. Öyle uçuk rakamlar
olmayacak. Soygun düzeni olmayacak. Soygun düzeni olur mu ya? Bunların tamamını
kaldıracağız. Ama şöyle yapacağız; kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Yolu kaça
yaptığının maliyetini çıkartacağız. Üstüne makul bir kâr koyacağız. Parasını
vereceğiz yolu alacağız, köprüyü alacağız. Makul bir fiyat koyarsınız, mesele
biter. Rahmetli Özal’ın yaptığı yollardan, köprülerden de para alınıyor ama bu
kadar anormal paralar alınmıyor. Bunun yapılması lazım.”
“Size mazot desteği veriliyor mu,
verilmiyor”
Avrupa’nın
birçok ülkesinde 12 ton ve daha fazla yük taşıyanlara mazot desteği verildiğine
dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Size mazot
desteği veriliyor mu? Verilmiyor. Niye verilmiyor? Siz nasıl rekabet
edeceksiniz? Onların devletleri, onların hükümetleri kendi nakliyecilerine
destek verirken, bizim hükümetler neden köstek oluyor?Neden destek vermiyor?
Siz bu memlekete dolar getiriyorsunuz, para getiriyorsunuz. 25 milyar dolar, az
para mı bu 25 milyar dolar? Onlar hangi desteği veriyorsa bizim de en az o
desteği vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Onlar daha büyük avantajlar
elde ederlerse siz rekabet edemezsiniz” dedi.CHP Lideri Kılıçdaroğlu, nakliye
sektöründeki haksız rekabetin önlenmesi için Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi
kilometre başına asgari fiyat tarifesi uygulanması önerisinde bulundu.
“Dış politikada kavgayı değil,
barışı önceleyeceğiz”
İktidar
olduklarında dış politikada barışı önceleyeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “İktidar olduğumuzda Suriye ile hemen
barışacağız. Mısır’la hemen barışacağız. Karşılıklı büyükelçilikleri açacağız.
Suriye’den Ortadoğu’ya, Mısır’a kadar giden yolların tamamını trafiğe açacağız.
Dış politikada kavgayı değil, barışı önceleyeceğiz. Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Rusya… Burada karşılaştığınız sorunları da biliyorum. Sarp Sınır
Kapısı’nda günlerce bekleyen tır şoförlerini biliyorum. Azerbaycan’ın bizden
aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi ro-ro üzerinden mal taşımaya sevk
ettiklerini biliyorum. 2 bin-2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum.
Yabancı tırlardan alınmayan paranın Türk tırlarından alındığını biliyorum. Peki
soru; bunlar olurken, bu hükümet niye uykuda? Neden müdahale etmiyor? Bu tırlar
bizim tırlar değil mi? Bu şoförler bizim şoförlerimiz değil mi? Onların
kazandığı para Türkiye’ye gelmiyor mu? Neden bunlara sahip çıkılmıyor ve neden
dış politikada bu konuda oturulup görüşülmüyor. 2 devlet, 1 millet. E güzel. 2
devlet 1 milletsek bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz? Bunu
sormayacak mıyız? Bir telefona bakar. Açacaksınız telefonu, diyeceksiniz ki; e
kardeşim sen Avrupa’dan gelen tırlara, yabancı tırlara ne yapıyorsan aynısını
bize de yap. Biz sizden ayrıcalık beklemiyoruz. Bu telefon dahi açılmıyor
arkadaşlar. O nedenle sahibiniz yok, sorununuz var. Bunun çözülmesi lazım” dedi.
“Çantada keklik olarak görüldüğünüz
sürece sizin sorunlarınız çözülmez”
Kılıçdaroğlu,
dünyanın ve ilişkilerin değiştiğinden söz ederek, şunları söyledi:
“6 sigorta türü ödüyorsunuz.
Avrupalılar 1 sigorta. Karmaşık işi bitirmişler, tek sigorta, mesela bitiyor.
Yapabilir miyiz? Yaparız. Elin oğlu yapıyor da biz niye yapmayacağız? Biz de
bunu yapabiliriz. Karayolları Taşıma Kanunu. 17 yıllık da Taşıma Yönetmeliği
var. Bunların değişmesi lazım. Dünya
değişiyor, ilişkiler değişiyor. Yeşil Ekonomi dediğimiz bir kavram var. Emisyon
hacminin düşürülmesi isteniyor. Çevre ile ilgili toplumun duyarlılığı var.
Bunların değişmesi lazım. Nasıl değişecek? İşin uzmanlarını getireceksiniz,
sektörün temsilcilerini getireceksiniz. Bir masanın etrafında oturtacaksınız,
kardeşim şunların, şunların yapılması lazım. Siz derdinizi anlatacaksınız,
çözmek durumunda olan iktidar sahipleri de bunları çözecekler. Ama sizinle bir
araya bile gelmiyorlar. Niye gelmiyorlar? Onu da söyleyeyim. ‘Ne olacak’ diyor,
‘vur ensesine istediğini yap’ diyor. ‘Nasıl olsa bunlar sonuçta gelecek, oyu yine
bize verecek’ diyor. Çantada keklik olarak görüldüğünüz sürece sizin
sorunlarınız çözülmez. Türkçesi budur arkadaşlar. Kimse kusura bakmasın. Açık
ve net konuşacağım. Birbirimizi kandırmanın bir âlemi yok. Açık ve net.
Oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız bütün bu sorunların çözülmesi için.”
“Ben sizin oyunuza talip değilim.
Ben sizin dertlerinize, sorunlarınıza talibim”
Sektöre
ilişkin sorunları çözeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Buyurun Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız burada. Sizin
sorunlarınızı çözmek için elinden gelen her çabayı gösteriyor. Ben sizin
oyunuza talip değilim. Ben sizin dertlerinize talibim, sorunlarınıza talibim.
Çözeceğim bunları, niye çözmeyelim? Aracınızı yenilerken size avantaj
sağlanması lazım. Az önce söyledim, hurda desteği verilmesi lazım aracınızı
yenilerken. Plaka tahdidi getirilmesi lazım. Her önüne gelen bu işi yapamaz.
Plaka tahdidi gelmesi lazım. Ekmek teknesi aracınızın plakası değerlenecek,
evinize ekmek götüreceksiniz. Geleceğiniz de güvence altında olacak. Bunun
olması lazım. Dış politikanın tamamen değişmesi lazım. 180 derece. Türkiye’ye
yönelik olumsuz bir tavır takınılmaması lazım. Bunu yapmak çok zor bir şey
değil arkadaşlar. Oturursunuz, beraber dersiniz ki, ‘Ya biz madem ki akrabayız,
madem ki aynı kökten geliyoruz, e kardeşim o zaman bizim tır şoförlerine neden
bu ayrıcalığı yapıyorsun?’ ‘Neden Sarp Sınır Kapısı’nda bunlar günlerce
beklemek zorunda kalıyorlar.’ Onlar derse ki ‘biz bunu yapıyoruz’, e biz de
gereğini yaparız o zaman” diye konuştu.
“Tereyağından kıl çeker gibi bütün
bu sorunları çözeceğiz”
Sektörün
Türkiye açısından çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve olağanüstü
avantajlar sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize boğabileceklerini belirten
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“İşin özü; sorunlarınız belli. Hepsi
çözülecek türden sorunlar. Çözülemeyecek hiçbir sorununuz yok. Türkiye
açısından çok büyük bir potansiyelsiniz. Olağanüstü avantajlar sağlandığı
takdirde, emin olun her türlü imkân size sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize
boğarsınız. Ben buna da inanıyorum. Bu coğrafya hem sizin hem Türkiye’nin
kazanmasına uygun bir coğrafya. Bunu Mersin'de yaptık, sizlerle beraber yaptık.
Düşüncelerimi açık ve net ifade ettim. Çok daha hızlı, çok daha güçlü bir
şekilde büyüyebiliriz. Bunu yapabiliriz, sağlayabiliriz. Yeter ki bu dediğim
olaylar, sorunlar çözülsün. Bunların çözülmesi için de öyle 5 yıl, 10 yıl falan
beklemeye gerek yok. 1 yıl içinde bunların tamamı çözülür. 1 yıl bakın. Siz
belki bu mesleğe girmeden önce bu sorunlar vardı. Mesleği neredeyse bırakıp emekli
olacaksın, yine bu sorunlar var ama çözülmüyor. Oysa 1 yıl içinde bu sorunların
tamamı çözülür. Sormanız lazım ya, bu ülkede Dışişleri Bakanlığı ne yapıyor?
Sormanız lazım, bu ülkede Ulaştırma Bakanı ne yapıyor? Siz düşüneceksiniz, ben
de düşüneceğim. Sorunları aktaracaksınız, biz parlamentoda da, parlamento
dışında da sizin sorunlarınızı, her yerde, her ortamda dile getireceğiz. Sakın
moralinizi bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün
sorunları çözeceğiz. Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz,
hepsini çözeceğim. Güvenin, biz size güveniyoruz çünkü. Sağ olun, teşekkür
ederiz.”
“Lojistik sektörü ile ilgili çok
önemli bir toplantı”
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in en önemli sektörü olan
lojistik sektörünün sorunlarını dinlemek üzere kente gelen CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek, “Belediye Başkanlığını yaptığım
şehrin en önemli sektörü lojistik sektörü ile ilgili çok önemli bir toplantı.
Görüş alışverişi yapmak üzere kentimize geldi. Genelde sektörler, sektör
temsilcileri siyasetçilerden randevu bekler, gidip siyasetçiye derdini,
sorunlarını anlatabilsin. Ancak Sayın Genel Başkan sektör temsilcilerinin, emek
verenlerin yanına kadar geldi ve bu sorunları bizatihi kendi içimizde, bizlerle
beraber değerlendirmek için Akdeniz’in incisi Mersin’imize konuk oldu.
Kendisine bir kez daha hasseten çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Mersin’de bütün
sektörlere hitap edebilecek bir lojistik hizmeti desteği lazım”
Mersin’in konumu, limanı ve sektör potansiyellerinin lojistik sektörünü
ön plana çıkardığını sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Şehrimiz çok sektörlü
bir şehir. Bu belki de birçok şehirde olmayan ama coğrafyanın, stratejik
konumun, toprak yapısının, havanın, suyun, Allah’ın bir lütfu kısacası, biz de
her şey var maşallah. Yok yok. Çerçi dükkanı gibi. Lojistik de bütün bu sektörlerin yarattığı
bir sektör. Yani sanayi var, liman var, tarım var, tarımsal üretim var, turizm
var. Bütün bu sektörlere hitap edebilecek bir lojistik hizmeti desteği lazım.
Üretilen ürünleri alacak başka lokasyonlara götürecek. İşte Mersin’de lojistiği
lojistik yapan özellik bu” diye konuştu.
“Sizlerin başını öne
eğdirmeyecek bir şekilde bu sektöre gerekli katkıyı veriyoruz”
Başkan Seçer, lojistik filosunun genişliğine ve önemine rağmen sektördeki
sorunların fazlalığına dikkat çekerek, göreve geldikleri günden bu yana
lojistik sektörüne gerekli destekleri verdiklerinin ve vermeye devam
edeceklerinin altını çizdi. Seçer, “Türkiye’nin en büyük lojistik filosunun
olduğu şehirdesiniz şu anda. Ama ne yazıkki bu kadar ağzım dolu dolu bu sektörü
konuşuyorum, bir o kadar da ağzım dolu dolu sorunlarını konuşmam lazım. Elbette
2.5 yıllık görev süremiz içerisinde sizlerin başını öne eğdirmeyecek bir
şekilde bu sektöre gerekli katkıyı veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Ama siz
de takdir edersiniz ki bir anda yılların önünüze koyduğu sorunları çözme şansına
sahip değilsiniz. Emin olun bu sözüm sizin huzurunuzda, sizin nezdinizde
buradaki tüm şoför esnafına, taşımacı esnafına olsun. Burada görevde kaldığımız
sürece nakliye sektörünün tüm sorunlarını bir bir çözme iradesini sürdüreceğiz”
ifadelerini kullandı.
Mersin’in lojistik
olarak önemli kapasiteye ve potansiyellere sahip olduğunu örneklerle anlatan
Başkan Seçer, “Yenice’den başlayayım.
Lojistik köyümüz var. Yaklaşık 500 dekar arazi üzerinde. Biliyorsunuz tarihi
Berlin-Bağdat Demiryolu Hattı’nın da en önemli istasyonudur. 1800’lü, 1900’lü
yılların sonunda yapılan. Orada yeni yeni şekillenen ve gelişen bir lojistik
köyümüz var. Bu iyi bir durumdur. Yine o bölgede çok yakın bir lokasyonda
Uluslararası Çukurova Kargo Havalimanı var. Uluslararası olma özelliğini bir
kenara yazıyorum. Kargo taşımacılığına uygun bir havaalanı olmasını da bir
kenara yazıyorum. Bunlar çok önemli ve değerli özellikler. Bunlar işte
lojistiği güçlendirmemiz gerektiğinin işaretleri. Mersin limanı 2.6 milyon TEU’luk
bir kapasiteye sahip, elleçleme kapasitesine sahip. Ancak yeni bir özelleştirme
ile Taşucu’nda eski SEKA Limanı özelleştirildi. Şu anda yüklenici firma orada
belirli projeksiyonlarını hayata geçiriyor. Orada bir serbest bölge düşüncesi
olduğunu da duyuyorum. Burada da bir serbest bölgemiz var Mersin’in merkezinde.
1980’li yıllardan beri hizmet veren bir alanımız var” diye konuştu.
“Yeraltı metrosunun temelini beraberce atacağız”
Mersin tarihinin en
önemli yatırımı olarak hayata geçirecekleri Metro Projesi’nden de bahseden
Seçer, temel atma törenini Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile yapmak istediklerini
sözlerine ekledi. Seçer, “Biz de
inşallah 3 Ocak Mersin’in Kurtuluşu’nda sizden rica edeceğiz; bu bölgenin en
önemli yerel yönetim yatırımının, yeraltı metrosunun Mersin’e temelini
beraberce atacağız. Ama demiryolu hatları şehirleri de birbirine bağlamalı
sadece kendi ilimiz içerisindeki ilçeleri değil.
Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren projesi var şu anda yüklenici firma
yer teslimi yapıldı, çalışmaları başlattılar. Ulaştırma Bakanlığı uhdesinde
yapılan bir yatırım. Yine Karaman-Ulukışla-Yenice demiryolu hattı; bu yeni bir
demir yolu güzergahı. Mevcut kadim güzergahın dışında. Bu da lojistik için son
derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Mersin Limanı, Türkiye’nin elleçleme kapasitesi en yüksek
limanı”
Yapılması halinde Mersin
için oldukça önemli olacak olan ana konteyner limanı konusuna da değinen Seçer,
10. Kalkınma Planı’nda yer alan ve Mersin’de yapılması planlanan ana konteyner
limanı ibaresinin 11. Kalkınma Planı’nda ‘Doğu Akdeniz’ olarak değiştirildiğini
hatırlattı. Seçer,“İkinci liman, ana
konteyner limanı, halk limanı. Lojistikle uğraşan kardeşlerim bu limanın
önemini benden kat be kat daha iyi bilecektir. Doğu Akdeniz çanağının çok önemli
bir noktasındayız. Mersin Limanı da şu anda öyle. Türkiye’nin en büyük limanı,
elleçleme kapasitesi en yüksek limanı. Mersin’de dış ticaret hacmi yaklaşık
olarak 5 milyar dolar civarında. Bunun 3.2 milyarı ihracat. Geri kalan kısmı da
ithalat. Bunun %50’si de bu liman
aracılığıyla yapılıyor. Diğerlerini de burada lastik tekerlekli taşıma
araçlarıyla, buradaki kardeşlerimiz Orta Doğu’ya, Kafkaslar’a bu ihraç, transit
ürünlerini ya da burada üretilen ürünleri taşıma imkanı buluyorlar. Ancak yeni
planlanan ve Cumhurbaşkanlığı yatırım programında da olan 10. Kalkınma Planı’nda;
‘Mersin’de bir ana konteyner limanı’ ibaresi ile yer alan ama bizim de kafamızı
karıştıran 11. Kalkınma Planı’nda ‘Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı’
olarak o ibare değiştirilerek hala gündemde bekletilen bir projeksiyon var, bir
proje var. 12.8 milyon TEU, mevcut liman 2.6 milyon TEU. Aradaki kapasite farkını
siz daha iyi anlayacaksınız” dedi.
“Bu toplantının kentime çok büyük fayda getireceğini umut
ediyorum”
Gerçekleştirilen buluşmanın
Mersin’e büyük katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Başkan Seçer, “Partimizin çok önemli lojistik bir projesi
var; Merkez Türkiye Projesi. Muazzam bir entegrasyon alanı. Yeni konseptte
Çin’in ‘Deniz İpek Yolu’ konseptini düşünürseniz buranın ne kadar önemli
olduğunu sanıyorum hep beraber daha iyi anlayacağız. Ben, bizlerin genel
iktidarında, merkezi hükümetin Mersinime daha yüzünü dönerek bakmasınıumut
ederim, dilerim, isterim. Bunu sizden doğal olarak, partinizin Belediye Başkanı
olarak talep etme hakkım olduğunu düşünüyorum ve sizden talep ediyorum bunu. Bu
toplantının kentime çok büyük fayda getireceğini, aynı zamanda partimin iktidarında, partimin
bu sektöre bakış açısına çok önemli bir el feneri görevi göreceğini umut ediyorum.
Kentime geldiğiniz için tekrar sizlere teşekkür ediyorum” dedi.
Kızıltan:
“Nakliyatçılık kutsal bir sektör”
MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, sektörün
sorunlarının konuşulmasının önemli olduğunu ifade ederek, “Siz bunları dinlemek, parti programınıza taşımak ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde dile getirilmesi anlamında çok büyük destek vereceksiniz,
ben buna inanıyorum. İnşallah
buradaki zirve Mersin için çok yararlı olacaktır” dedi. Kızıltan,
nakliyatçıların uzun yıllar boyunca çok ilkel bir ortamda çalıştıklarını ancak Başkan
Seçer’in nakliyatçılara bekledikleri müjdeyi verdiğini belirterek, “Nakliyatçılar, daha modern, çağdaş, her
türlü imkanı olan bir siteye kavuşacak. Bu lojistik anlamda bir başlangıç
Mersin için” diye konuştu.
Toplantıda Divan Başkanlığı’nı yapan
MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani, ilk defa bu kadar gür bir şekilde
sorunlarını dile getirme imkanı bulduklarını belirterek, “Bugünü bir milat olarak görüyorum” dedi. Buluşmaya büyük ilgi
gösteren sektördeki esnaf da sorunlarına ilişkin dövizler taşıdı.Buluşmanın
ardından, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve Başkan Seçer, nakliyeci esnafı ile
birlikte yemek yedi.
0 Yorumlar