DEVA Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Candan Karlıtekin, Mersin programı kapsamında Mersin
Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada gazeteciliğin
önemine vurgu yapan Karlıtekin, hür basının demokrasinin kökleşmesi için
gerekli olduğunun altını çizdi.
Demokrasi ve
Atılım Partisi Genel Başkan Yardımcısı Candan Karlıtekin ve heyeti Mersin
Gazeteciler Cemiyeti'ni (MGC) ziyaret ederek Başkan Rüstem Kaya Tepe ve Yönetim
Kurulu Üyesi Fahriye Kutlay Şenyurt ile bir araya geldiler. Yapılan ziyarette
özgürlük ve demokrasi için gazetecilerin rolünün çok önemli olduğunu dile
getiren MGC Başkanı R. Kaya Tepe, Anadolu gazetecilerinin görevlerini daha
rahat yapabilmeleri için destek ve teşvik verilmesini, gazetecilerin önünün
açılmasını talep etti.
"DEVA Partisi olarak önceliğimiz
basının özgürlüğüdür"
DEVA Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Candan Karlıtekin, siyasetçilerle basın mensuplarının
her zaman bir gerilim içerisinde olması gerektiğini söyleyerek, basının
denetleme özelliği ile dengeyi sağlaması gerektiğini belirtti. Karlıtekin,
"Muhtelif erklerin birbirini dengeye getirmesi, denetlemesi ve herhangi
bir erkin kendi şirazesinden çıkmasını önleyici nitelikte diğer erklerin
kontorülünden bahsediyoruz. Anayasada yazılı olmayan başka bir denge ve
denetleme mekanizması var, o da basın. Eğer basın bu görevini yapmazsa
siyasette bazen bu birbirinden ayrı hareket etmesi gereken erklerin bir şekilde
senkron şekilde hareket ettiğini görürüz. Bu da demokrasinin zayıflamasına
neden olur. Bu çerçevede eğer birlikte hareket etmeye basın da iştirak ederse
orası otokrasiye doğru yol alır. Ülkeyi yönetenler büyük bir bütçeyi ellerinde
tutuyorlar. Eğer bu bütçe üzerinden basının üstünde tahakküm kuruyorsa ve
basını basın olmaktan çıkarıp herhangi bir duruşun temsilcisi veya propaganda
aracı haline getiriyorsa artık o memleketten bir hayır gelmez." dedi.
Parti olarak
özgür basının gerekliliğine inandıklarını ve bu yönde çalışmaları üst sıralara
koyduklarını ifade eden Karlıtekin şunları söyledi:
Biz bütün
bunları bildiğimiz için parti programımızı yazarken çeşitli komisyonlar kurduk.
300'e yakın insan bu komisyonlarda bilgisini, tecrübesini döktü. Ama 20 küsür
komisyonun raporları bir parti programına dönüştürülürken özellikle Genel
Başkanımız sayın Ali Babacan basın özgürlüğü meselesini en başa koydu. Bu o
kadar önemli ki, diyelim ki iki gün sonra millet bize yetkiyi verdi, bir
şekilde iktidar olduk. O zaman da insan doğası gereği basının yazdıklarından
hoşnut olmayabiliriz. Ama basın yazabilmeli. Yazabilmesi, dengeleyebilmesi,
denetleyebilmesi aslında siyasi iktidarların lehine olan bir şey. Sürekli
olumlu şeylerin yazılması, yanlışlıkların üstünün örtülmesi yaklaşımı o
iktidarların da artık bir noktada çığrından çıkmasına neden olur. Bu açıdan
basın özgürlüğü hakikaten çok önemli.
Hür basının demokrasinin kökleşmesi için ve iktidarların da bizzat kendi
selameti için çok önemli olduğuna inanıyoruz.
0 Yorumlar