Mersin BŞB Vahap Seçer CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin ziyaretinde Toplu Taşıma Yerleşkesi açılışı öncesinde, demokrasinin temel yapı taşları olan muhtarlarla bir araya geldi. Buluşmada muhtarlara hitap eden Kılıçdaroğlu “Vatandaşın derdini en iyi bilen mahallenin, köyün muhtarıdır. Eğer sosyal yardımlar dağıtılacaksa muhtarlar aracılığı ile dağıtılması lazım. Çünkü muhtarın siyasi bir kimliği yoktur. A partili B partili diye ayırmaz” dedi.
Başkan Vahap Seçer
ise toplantıda yaptığı konuşmada ‘Mesai arkadaşlarım’ diye seslendiği
muhtarlara hitaben “Sizler demokrasinin
temel unsurlarısınız. Millet iradesinin direkt isme yansıyarak hizmete
dönüştüğü figürler, kimlikler, kişiliklersiniz. Sizleri önemsiyoruz. Sizleri
değerli buluyoruz. Bizler muhtarlarımızı seviyoruz. Bizim aramızda zorunlu bir
aşk var, ayrılamayız” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk
Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev
sahipliğinde düzenlenen ‘41 Yeni Açılış,
41 Kere Maşallah’mottosuyla gerçekleştirdiği açılışların 7.’si olan ‘Toplu Taşıma Yerleşkesi’
açılışına katılmak için Mersin’e geldi.
CHP Lideri
Kılıçdaroğlu açılış öncesi Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de
katılımı ile ilk olarak muhtarlarla buluştu, sorularını cevapladı.
Başkan
Seçer’den muhtarlara: “Bizler için ön açıcı, yol gösterici olan mesajlarınızı önemsiyoruz”
Yenişehir
Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Muhtarlarla Buluşma’
programında yaptığı konuşmada muhtarların düşüncelerinin ve vereceği mesajların
kendileri için son derece önemli olduğunu ifade eden Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı Vahap Seçer, “Burada sizlerin
bizlere vereceği mesajlar, kamuoyuna vereceği mesajlar, dertleriniz,
sorunlarınız, beklentileriniz, yakın tarihte gerçekleşecek olan Türkiye’nin
demokrasi tarihinin en önemli seçiminde belki de bizler için ön açıcı, yol gösterici
olan mesajlarınızı da önemsediğimizi ifade etmek istiyorum. Çünkü sizler
demokrasinin temel unsurlarısınız, millet iradesinin direkt isme yansıyarak
hizmete dönüştüğü figürlersiniz, kimliklersiniz, kişiliklersiniz” dedi.
“Bizler
muhtarlarımızı seviyoruz”
Muhtarlara; “Sizleri önemsiyoruz, sizleri değerli buluyoruz” cümlesiyle
seslenen Başkan Seçer, “Belediye başkanları olarak her zaman şunu
söylüyoruz; bizler muhtarlarımızı seviyoruz. Bizim aramızda zorunlu bir aşk
var, biz ayrılamayız. Ayrıldığımız noktada, küstüğümüz noktada birbirimize
sevginin, saygının azaldığı noktada Mersin halkı hizmetleri eksik alır ve zarar
görür. Biz buna müsaade edemeyiz. Mahkeme kadıya mülk değil. Görev süremizi
onurumuzla, şerefimizle tamamlayacağız. Bundan sonra ülkemizin geleceği için bu
güzel ülkenin aydınlığı için artık yerimizi gençlere bırakacağız” diye
konuştu.
Ömür:
“Belediyelerimizin yaptığı hizmetlerde, sizlerin misyonu, talepleri ve çabaları
çok önemli”
CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür
ise yaptığı konuşmada muhtarların misyonu ve taleplerinin hizmetlerde çok
önemli olduğunu vurgulayarak, “Genel
Başkanımız, halkımızla beraber oluyor. Gençlerimizle, kadınlarımızla
Türkiye’nin her köşesinde birlikte oluyor. Bugün muhtarlarımızla bir araya
geldi. Değerli muhtarlar; belediyelerimizin her türlü zorluklara rağmen yaptığı
hizmetlerde sizlerin misyonu, talepleri ve çabaları çok önemli. Yerelde
muhtarlarımızla geliştirilen diyaloğun Türkiye genelinde nasıl oluşturulacağına
dair vizyonu Sayın Genel Başkanımız da ortaya koydu” dedi.
Konuşmaların
ardından ise toplantıya katılan muhtarlar CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na sorularını
ve çözüm bekledikleri konuları aktardılar.
“Toplumda
derin bir yoksulluk var”
Mezitli Atatürk Mahalle Muhtarı
Badegül Kaptan, yaptığı konuşmada, kendisinin de EYT’li olduğunu ve emekli
olmak için sorunlarla karşılaştığını anlattı. Kaptan, ekonomik sıkıntılardan
dolayı insanların birçok konuda sıkıntı yaşadığını belirterek, “Gerçekten toplumda derin bir yoksulluk
var. Her gün muhtarlığımıza ulaşan icra kâğıtlarının gelmesiyle birlikte aile
içi şiddet, kadına şiddet, biliyorsunuz son dönemlerde gerçekten kadın
cinayetleri çok arttı. Bunun temelinde bazen ekonomik sıkıntılar da olabiliyor.
Siz iktidara geldiğinizde bu derin yoksunluğu nasıl gidereceksiniz? Bunun
gerçekten bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Biz şanslı bir şehirde yaşıyoruz.
Gerçekten Büyükşehir Belediyemiz çok güzel çalışıyor. Bütün birimleri güzel
çalışıyor” dedi.
Batman Merkez Kesmeköprü Mahalle
Muhtarı İdris Dezen, ülkenin işsizlik sıkıntılarına değinerek, “Son iki aydır Batman’da sadece 6, 7 kişi
genç 20, 23 yaşlarında üniversite mezunu intihar etmiştir. Sayın Genel Başkanım
benim köyümde şu ana kadar CHP’ye hiç oy çıkmadı ama bu saatten sonra var
gücümüzle size çalışacağız. Biz size çalıştıktan sonra görevimizi yaptıktan
sonra görev artık sizindir. Sizin de özellikle üniversite mezunu gençlerimizin
bir iş sahası olabilmesi için bir emek kazanabilmeleri için herhangi bir
düşünceniz var mı?” diye konuştu.
“Çiftçiler
olarak biz artık girdi maliyetleri ile baş edemez olduk”
Mezitli Kocayer Mahalle Muhtarı
Mehmet Ali Öztürk, çiftçilerin sorunlarına değinerek, “Mersin 12 ay boyunca üretim yapan bir şehirdir. Narenciyesinden
domates, şeftali, muz aklınıza ne gelirse hepsi burada yetişmektedir. Ancak
çiftçiler olarak biz artık girdi maliyetleri ile baş edemez olduk. Özellikle
gübre, ilaç, mazot son zamanlarda elektrik ya da sulamaya yapılan zamlardan
dolayı inanın çok zordayız. Biz sizin bunları çözeceğinizi biliyoruz. O konuda
da çiftçiler olarak sizden çok umutluyuz. Diğer bir konumuz; ‘Hazine
arazilerini tarıma açtık deniyor’ ancak ben kırsalda oturuyorum. Toros
dağlarının en son mahallelerinden biriyiz. Yaklaşık 100 bin tonun üzerinde
şeftali üretmekteyiz 4-5 mahalle. Ancak şimdi Hazine arazilerimiz yıllardır kullandığımız,
ecri misil de ödüyorduk, son zamanlarda sökmeye başladılar, kesmeye başladılar
Milli Emlak aracılığıyla. Biz diyoruz ki ya kiralayın ya bize verin, yani biz
bunları kullanmak istiyoruz. ‘Olmaz keseceğiz’ diyor. ‘Sonra müracaat
edersiniz’ Yılların emeği var orada. Biz bunu nasıl kesip tekrar ekmek
yıllarımızı alır. Bununla ilgili sizlerden söz istiyoruz. Siz bu sözleri
bizlere verin. Biz de sizin her zaman yanınızdayız çiftçiler olarak” ifadelerine yer verdi.
Yenişehir İnsu Mahalle Muhtarı
Sadettin Kök, Büyükşehir
Belediyesi’nin çok iyi hizmet ettiğini ifade ederek, hayvancılık ile ilgili
yaşadıkları sorunları anlattı. “Yenişehir’e
yaklaşık 16 kilometrede oturuyoruz. Yaklaşık 30-40 tane küçükbaş hayvancılıkla
uğraşan arkadaşlarımız vardı. Şu anda 7-8’e düştü. Girdi maliyetleri yüksek
olduğundan dolayı artık küçükbaş hayvancılık bizim köyde de düştüğü için et
artık mutfağa girmez oldu. Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanı olarak
gördüğümüzde 100 lirayı geçmezse her mutfağa et girmesini sağlarsanız ben
şahsım ve muhtar arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum. Çiftçilik artık bu
memlekette yapılamaz hale geldi. Kıraç bir yerdir, sulu bir yer değil bizim
orası. Buğday, arpa ekmekten başka çaresi yoktu vatandaşın. Şu anda araziler
boş durumda” dedi.
Tarhan:
“Genel Başkanımın dürüstlüğünü görerek, beraberce çalışmak istedim”
Önceki dönem
Batman’ın Hasankeyf ilçesinde Belediye Başkan Yardımcısı ve bu dönem meclis
üyesi olan Abdullah Tarhan, gördüğü lüzum üzerine yakın zamanda AK Parti’den
istifa ettiğini belirterek, “Tam 50
yıllık belediyeciyim. Sayın Genel Başkanımın dürüstlüğünü görerek, siyasetini
benimseyerek yanında beraberce çalışmak istedim. Onun için bu kararı kendi
kendime verdim” dedi.
Kılıçdaroğlu,
çözüm önerilerini paylaştı
Farklı kentlerden gelen
ve çoğunluğu Mersin’de görev yapan muhtarları selamlayarak konuşmasına başlayan
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, muhtarların demokrasini temel taşı olduğunu söyledi.
Gittiği her yerde muhtarlarla özel bir toplantı yaptığını belirten
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde muhtarlar için yapacakları çalışmaları
anlattı. Muhtarlık seçimlerinde birleşik
bir oy pusulasının olmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Birden fazla muhtar adayı varsa beğenmediğiniz muhtarın oy pusulasını
alıp cebinize koyarsınız, dışarı çıkarsınız. Size oy vermek isteyen sizin
pusulanızı bulamaz. Bu, muhtarlık kurumuna siyaset kurumunun yeteri kadar değer
vermediğini gösteriyor. Birden fazla muhtar adayı var mı? Var. O zaman birleşik
oy pusulası yaparsınız, isteyen vatandaş isteyen muhtarın altına mührünü basar
ve o muhtar da diğer seçimlerde olduğu gibi kazandığı zaman gelir koltuğuna
oturur. Bunun yapılması lazım” dedi.
“Köy
tüzel kişilikleri yeniden olacak”
Büyükşehirlerde
mahalle nüfusu yoğun olan muhtarların olduğunu da dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bir yardımcı personeli bile yok.
Muhtarlığı kapattığı zaman vatandaşın derdini anlatabileceği hiç kimse yok.
Üniversiteyi bitiren, liseyi bitiren dünya kadar işsizimiz var. Muhtar
arkadaşlara birer yardımcı personel verilse, dosyaları tutsalar, gelen
vatandaşla ilgilenseler ne olur? Ben bunu söylediğimde kıyameti kopardılar; ‘Vay efendim muhtarlara bu verilir mi?’
Niye verilmesin? Allah nasip eder iktidar olduğumuzda vereceğiz ve yanınızda
çalışan bir büro personeli olacak. Ne olacak yani? KPSS sınavına girecek,
sınavı kazanacak, gelecek muhtarının yardımcısı olacak. Muhtar taziyeye gidemez
mi, düğüne gidemez mi, alışverişe gidemez mi? Gidecek. Muhtarlığın açık olması
lazım, vatandaşın gelip derdini anlatması lazım. Dosyaların tutulması lazım. Özellikle
büyük kentlerde bu çok ciddi bir sorun. Büyükşehirler ilan edildikten sonra
kırsalda köy tüzel kişilikleri yok edildi. Yok, öyle bir şey. Mal varlıklarına
da el konuldu. O köy tüzel kişiliklerini yeniden ihya edeceğiz. Muhtarların köy
tüzel kişilikleri yeniden olacak” diye konuştu.
“Muhtarlığın
bir bütçesinin olması lazım”
Muhtarlıklar için
bütçe oluşturulması gerektiğini de savunan Kılıçdaroğlu, “Fakir bir aileyi düşünün. Oğlu veya kızı Mersin'de oturuyor, Adana'da
sınavı kazandı. Gidip kaydını yaptırabilecek imkanı bile olmayabilir. Mahallede
en rahat ulaşabilecek kişi mahallenin muhtarıdır. Mahallenin muhtarına gelecek,
‘Ya oğlum, kızım sınavı kazandı. Gidip
kaydını yaptıracağım ama yol parası bulamıyorum’. Ne olması lazım? Muhtar
kendi cebinden çıkarıp verebilir eyvallah; ama bir bütçesinin olması lazım.
Diyeceksiniz ki; ‘Ey Kılıçdaroğlu
nereden çıktı bütçe? Kim bize böyle bir bütçe verir? Var. Bu kardeşinizin eski
bir Maliyeci olduğunu, eski bir hesap uzmanı olduğunu sakın unutmayın. Şimdi Belediye
Başkanını seçen kim? Ona oy veren vatandaşımız aynı zamanda mahallenin
muhtarına da oy veriyor mu? Veriyor. Orada oturan vatandaş, ev sahibi
belediyeye emlak vergisi ödüyor mu? Ödüyor. O emlak vergisinin belirli bir
oranı muhtarlığa dağıtılsa ne olur? Bütçesi olur mu? Olur” ifadelerini
kullandı.
“Vatandaşın
derdini en iyi bilen mahallenin, köyün muhtarıdır”
Bir mahalle veya
köyde vatandaşın durumu en iyi muhtarların bileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu“Vatandaşın derdini en iyi bilen
mahallenin, köyün muhtarıdır. Eğer sosyal yardımlar dağıtılacaksa muhtarlar
aracılığı ile dağıtılması lazım. Çünkü onların siyasi bir kimliği yoktur. A
partili B partili diye ayırmaz. Dolayısıyla sosyal yardım yapılacaksa muhtar
aracılığıyla bunun yapılması lazım. Bir arkadaşımız derin yoksulluktan bahsetti
ve yoksulluğun giderek arttığını söyledi. Yoksulluğun nerelerde giderek
yoğunlaştığını da yine en iyi mahallenin muhtarı bilir. Ailenin pozisyonunu
bilir, durumunu bilir. Dolayısıyla onlara yardım yapılması gerektiğini gider
Bir şekli ile kamu yetkililerini devlet yetkililerine aktarır. Ama gönül ister
ki o yardımlar doğrudan muhtarlar aracılığıyla dağıtılsın” dedi.
“Muhtarlığın
bir kamu kurumu olarak yasal çerçeve içerisinde tanımlanması lazım”
Muhtarlığın bir
kamu kurumu olarak kabul edilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu durumdan
dolayı muhtarlıklar ile belediyeler arasında özel projeler geliştirilemediğini
aktardı. Kılıçdaroğlu“Çünkü kamu kurumu
değil. Muhtarlığın bir kamu kurumu olarak yasal çerçeve içerisinde tanımlanması
lazım. Siz izin aldığınızda veya hastalandığınızda ödenek kesiliyor. Ama
milletvekili aldığında, belediye başkanı aldığında, onlarınkinde bir kesilme
yok. Cumhurbaşkanı aldığında kesilme yok, bakan ayrıldığında kesilme yok.
Onlara oy veren vatandaş size de veriyor. Sizinki niye kesiliyor? Bu soruyu da
soracaksınız. Madem demokrasi var, madem eşitlik var, bakanı, milletvekilini,
belediye başkanını seçen mahalle bana da oy veriyor. O zaman en azından
hiyerarşi olmasa bile bazı haklarda eşitlik olması lazım” diye konuştu.
“Türkiye
Muhtarlar Birliğinin kurulması lazım”
Bir an önce
Türkiye Muhtarlar Birliği’nin kurulması gerektiğine dikkat çeken CHP Lideri
Kılıçdaroğlu“Türkiye Muhtarlar
Birliğinin kurulması lazım. Türkiye Belediyeler Birliği var ama Türkiye
Muhtarlar Birliği yok. O kadar çok dağınık bir yapınız var ki o dağınık yapı
içerisinde siz derdinizi anlatamıyorsunuz emin olun. Biz muhtarlarla ilgili bir
düzenleme yapmak istedik. Bu söylediğim bütün olayları, sorunları çözen bir
temel muhtarlık kanun teklifi hazırladık. Şu anda yürürlükte olan 82 kanunda ve
354 maddede muhtar adı geçer, bilmezsiniz. Biz de bilmiyorduk ama bir çalışma
yapınca 82 kanuna ve 354 maddeye bakmak zorunda kaldık. Yetkisi var,
sorumluluğu var, sosyal hakları kapsayan düzenlemeler var ama temel bir
muhtarlık kanunu yok. Biz bütün bunların tamamını toparladık, temel kanun
teklifi hazırladık. Ama hazırladıktan sonra muhtarların kurdukları bütün
derneklere gönderdik. ‘Alın bakın. Bir
eksiğimiz var mı, bir yanlışımız var mı? Düzeltelim’ dedik. Dernekler
baktılar dediler ki şuraları düzeltin, onların isteği üzerini düzelttik.
Muhtarlık Temel Kanunu’nu TBMM’ne teklif ettik, Genel Kurula bir kanun teklifi
olarak sunduk. Ama bu kanun teklifimiz AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla
reddedildi. Şimdi ben size söz veriyorum, bir tarafa yazın. Allah nasip eder,
iktidar olduğumuzda, o kanunun derhal ve ivedilikle çıktığını göreceksiniz”
şeklinde konuştu.
“Gerekli
planlamaları yaparak Türkiye'yi hızlabüyütmek ve halkı kalkındırmak mümkün”
İktidara gelmeleri
halinde yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren CHP Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu“Çiftçilerin veya esnafın,
ister tarım kredi, ister esnaf kefalet kooperatif olsun, ister bankalardan
aldıkları kredilerin olsun faizlerini ilk bir haftada sileceğiz. Ne faizi?
Zaten batırmışsın, zaten doğru düzgün çalışamıyor, zaten doğru düzgün gelir
elde edemiyor. Faizlerini sileceğiz ve sadece anaparasını taksitle alacağız.
Belki bu bölgede yok ama örneğin Doğu, Güneydoğu Anadolu'da havza bazlı üretim
yapacağız. Erzurum, Iğdır, Kars, Elazığ, Tunceli, o bölge tarım ve
hayvancılıkta özel ekonomi bölgesi ilan edildiğinde ve bu bölge sadece tarım ve
hayvancılık ürünleri üretip ve buna dayalı sanayi geliştirdiğimizde, olağanüstü
bir kalkınma süreci yaşayacaktır. Kafkasların ve Ortadoğu’nun yıllık et ürünü
ihtiyacı 25 milyar dolar, biz 500 milyon dolar bile alamıyoruz. Demek ki akıllı
politikalarla, ülkeni düşünerek ve gerekli planlamaları yaparak Türkiye'yi
hızla büyütmek ve halkı kalkındırmak mümkün. Bunu yapacağız, göreceksiniz”
ifadelerini kullandı.
“Bir
siyasetçi iktidar olduğunda, mal varlığında artış varsa bilin ki o malı
götürüyor”
Bir siyasetçinin
iktidar olduktan sonra mal varlığında artış oluyorsa o siyasetçinin ‘Malı götürdüğü’nün
bilinmesi gerektiğini de söyleyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Bir
şeyi unutmayın; bir siyasetçi iktidar olduğunda, mal varlığında artış varsa
bilin ki o malı götürüyor. Dolayısıyla ne yapar bu siyasetçi, vatandaşın
hakkını hukukun değil kendi mal varlığını korumaya başlar. Bunu kim söylemiş? 2
bin 400 yıl önce bir bilim insanı söylemiş. Bir siyasetçi görev yaparken mal
varlığında niye büyük artışlar olur? Siz inançlı insanlarsınız. Yüce Yaradan ne
diyor? ‘Kul hakkıyla karşıma gelme, günahları affedebilirim’ diyor ‘Ama kul hakkıyla karşıma gelme onu
affetmem’ diyor. Bir siyasetçi devleti yönetirken 85 milyonun parasını
kullanır, 85 milyonun parasını doğru kullanmaz ve kendisine özel mal varlığı
edinirse, kul hakkı yemektir bu. Vatandaşın hakkını hukukunu yemektir bu.”
“Adaletin
olmadığı bir yerde devlet dediğiniz kurumda çürüme başlar”
Muhtarlık
kurumunun sıradan bir kurum olmadığını ve muhtarların aynı zamanda toplum
içerisinde kanaat önderleri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu“Dolayısıyla bulunduğunuz makamda aynı
zamanda adaleti de temsil ediyorsunuz. İster köyde ister mahallede herkese eşit
davranmak zorundasınız. Eşit davranmazsanız görevinizi yapmamış olursunuz. Ben
bizim belediye başkanlarını söyledim. Seçildiğiniz andan itibaren göğsünüzdeki
CHP rozetini çıkarın, artık size oy versin vermesin, bütün vatandaşlara eşit
davranın. Sadece fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapın. O mahallelerde
yaşayan insanlar da diğer mahallelerde yaşayan insanlar gibi huzur içinde
yaşayabilmeli ve o mahallelerden başlayarak kreşler yapın. Anne çocuğunu
getirsin, güven içerisinde kreşe teslim etsin diye. Bütün bunları yapmak
mümkündür. Ve yine unutmamanız gereken bir şey daha var. Devletin dini
adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet dediğiniz kurumda çürüme başlar”
ifadelerini kullandı.
“Adaletin
olmadığını ben değil Yargıtay Başkanı söylüyor”
En alt kademeden en üst kademeye
kadar devleti yönetenlerin de adil olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sizler muhtar olarak yönetirken, Belediye
başkanı yönetirken adil davranmak zorundadır. Devleti yönetenler de adil
davranmak zorundadırlar. Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz, bereket
olmaz. Bana söyler misiniz Allah aşkına bu ülkede adalet var mıdır? Adaletin
olmadığını ben değil Yargıtay Başkanı söylüyor zaten. ‘Adalete olan güven yüzde
30’a düştü’ diyor. Yani vatandaşın yüzde 70’i ‘adalet yoktur’diyor. Ben değil,
adaletin başında olan kişi bunu söylüyor. O zaman bu ülkede huzuru getireceksek
önce adalet için mücadele etmek zorundayız. Adaleti getirmek zorundayız.
Adaletin olmadığı yerde açlık olur, sefalet olur. Bu ülkede derin yoksulluk var
mı, var. Çocuklarını yatağa aç yatıran anneler var mı, var. Üniversiteyi
bitiren işsiz evlatlarımız var mı, var. Peki, adalet midir, hak mıdır, hukuk mudur?
Bana görev düşüyor ben bunları dillendiriyorum. Ama size de görev düşüyor. Eski
alışkanlıklarınızı bırakmak zorundasınız. Türkiye bir çürümenin içinde süratle
gidiyor. Kimin ne yaptığı belli değil, kimin eli kimin cebinde belli değil.
Allah nasip ederse onların tamamını çözeceğiz.
Ülkede uyuşturucu baronları koşturuyor. Uyuşturucu belası bu kadar
derinden yaşanmamıştı bu topraklarda. Bu karamsar atmosferi beraber değiştirmek
zorundayız.” dedi.
“Tarım,
hayvancılık zarar ediyor”
Türkiye’nin tarım ve hayvancılık
konusunda dışa bağımlı hale geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar
doların üzerinde. Devasa Türkiye’ye bakın. Tütün ekip ihraç ederdik şimdi
tütünü, mercimeği, fasulyeyi, pamuğu, eti, canlı hayvanı ithal ediyoruz. Bu
Türkiye’yi iyi yönetmek midir? Elaleme avuç mu açmak gerekiyor?” diye
konuştu.
“Çiftçinin
bu iktidardan 273 milyar lira alacağı var”
Çiftçinin, kanunla tanınan milli
gelirin en az yüzde 1’i olan payını alamadığını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu,
“Bugüne kadar bu para yüzde 1 olarak hiç
verilmedi. Çiftçinin bu iktidardan 273 milyar lira alacağı var. Siz istediniz
mi alacağınızı muhtar arkadaşlarım, çiftçilik yapıyorsanız. ‘Kanunun o maddesi
neden uygulanmadı’ diye sordunuz mu? Sorarsak Türkiye düzelecek. ‘Kanun bana bu
hakkı vermiş, sen bütçeden bu kadar para ayıracaksın ve bunu bana vereceksin’
diyor. Niye vermiyorsun bana? Elinizden tutan mı var, nereye gidiyor bu paralar?
‘Beşli çeteler’ diyorum kıyamet kopuyor. ‘Beşli çetelerden o parayı alacağım’
diyorum kıyamet kopuyor. Söz veriyorum sizin huzurunuzda, muhtarların huzurunda,
bu milleti soyup soğana çeviren o beşli çetelerden o paraların tamamını
alacağım, fakir fukaraya vereceğim” ifadelerine yer verdi.
Çiftçiye mazotu ÖTV’siz ve
KDV’siz vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu,Türkiye’nin kendi elektriğini kendisi
üretecek güçte olduğuna da vurgu yaptı.
Kırsalda yaşayan üreticiler için
hayata geçirecekleri hizmetleri anlatan Kılıçdaroğlu, “Kırsalda bütün okulları açacağız, köy okullarını açacağız. Öğretmeniniz
olacak, imamınız olacak, hayvancılık yapıyorsa bir veterinerimiz olacak, eğer ziraatla
uğraşılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Toprak analizleri
yapılacak, hayvanlarınızın aşıları düzenli olarak yapılacak. Bütün bunları
devlet oturup yapacak. Bunu yaptığınız zaman üretim de artar. Vahap Seçer
Başkanımız dedi ki; ‘Muhtarlarla belediye arasında zorunlu bir aşk hikayesi
vardır’. Doğrudur, bu dayanışma ile olur. Dayanışma ile beraber birlikte olur.
Bu dayanışmayı gösterdiği için tekrar Başkana teşekkür ederim. ‘Derin yoksulluk
var’ dendi. Evet derin yoksulluk var. Bunu da çözeceğiz. ‘Aile destekleri sigortası’ diye bir sigorta
getireceğiz. Bu primsiz olacak. Bütün aileler,
fakir ailelerin banka hesaplarına, kadının banka hesabına para
yatıracağız. Asgari ücret kadar para yatıracağız” dedi.
“100
bin öğretmen atayacağız”
Dar gelirliye yapılan yardımları
rencide etmeyecek şekilde yapacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Derin
yoksunluğu bitireceğiz. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu
konuda kararlıyız. Batman’dan gelen arkadaşımız işsizlik sıkıntısını söyledi.
Cumhuriyetin 100. yılında iktidar olduğumuzda 100 bin yeni öğretmen ataması yapacağız.
Diyeceksiniz ki 100 bin atamayı nereden buldunuz? Sayıştay raporları var; ‘138
bin öğretmen açığı var’ diyor. Biz 100 bini atayacağız, arkasından köy
okullarını da açtıktan sonra ikinci 100 bin öğretmeni atacağız” diye
konuştu.
‘Aile Destekleri Sigortası’nı
detaylandıran Kılıçdaroğlu, “Nerede bir aile hekimi varsa orada sosyal
hizmet uzmanları olacak. Bütün ailelerin durumunu gözden geçirecekler. Fakir,
engelli, yaşlı var mı, üniversiteye giden çocuğu var mı, kaç çocuklu, ihtiyacı
var mı yok mu? Sosyal hizmet uzmanları bunları raporlayacaklar, o rapora göre
Ankara’dan kadının banka hesabına her ay düzenli bir para gelecek. Dolayısıyla
bir kişinin ya da bir ailenin yoksulluğunu sadece devlet ve orada onun evine
giren çıkan sosyal hizmet uzmanı bilecek. Veterinerler, ziraat mühendisleri,
ziraat teknisyenleri, orman mühendisleri atanacak. Bütün bunların alt yapıları
büyük ölçüde bitti” dedi.
“Türkiye’yi
aile şirketini çevirdiler”
Hasankeyf’ten gelen belediye
başkan yardımcısının “Partiyi aile şirketine çevirdiler” cümlesi üzerine de
konuşanKılıçdaroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Türkiye’yi
aile şirketini çevirdiler. ‘Biz devleti şirket gibi yöneteceğiz’ demiyor muydu?
Bakın kardeşlerim burada bir vakıf kuruyorsunuz bir de Amerika’da bir vakıf kuruyorsunuz,
ikisinin de başında sizin çocuklarınız. Buradan milyon dolarlar alıyorsunuz
Amerika’daki vakfa gönderiyorsunuz. Ne yapıyorlar. Manhattan; dünyanın en
pahalı adasıdır. Orada gökdelen yapıyorsunuz. Niçin, neden, hangi gerekçeyle,
kimin parasıyla? Onların tamamını Türkiye getireceğim göreceksiniz” ifadelerini
kullandı.
“Her
plan rant yaratır ama rantın halk için kullanılması lazım”
Şehirlerde rant yaratıldığını
söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir
şehir rant yaratır. Rant yaratmayan hiçbir şehir yoktur. Büyük bir cadde
yaparsınız. Caddenin iki tarafındaki binaların, dairelerin fiyatı artar. Sorun
şu; rantı kazananlar, rantı kimin için harcayacaksınız? Rantı kentin sakinleri
için harcarsanız, eyvallah. Rantı alır cebinize koyarsanız işte orada ‘Dur’
dememiz lazım. Her plan rant yaratır ama rantın halk için kullanılması lazım” diye
konuştu.
Bir muhtarın göçmenlerle ilgili
değerlendirmesi ile ilgili Kılıçdaroğlu,
“Türkiye’de bir il hariç bütün illerde göçmenler, Suriyeliler, Afganlar var.
Bir sorun yaşadılar, Türkiye geldiler, eyvallah ama onların yolunu, okulunu,
köprüsünü, kreşini, hastanesini yaparak onları en geç 2 yıl içerisinde kendi
ülkelerine göndereceğiz. Bundan emin olmanızı istiyorum. Kimin parasıyla nasıl
yapacaksınız diye haklı olarak aklınıza o soru gelebilir. AB’den elde ettiğimiz
fonlarla bizim müteahhitler gidip onların tamamını yapacaklar. Bu konuyu ben
hem AB yetkilileriyle görüştüm hem Suriye’den kaçıp gelen sığınmacıların yetkilileri
ile de görüştüm. Bunu çözebiliriz, hiç kimse endişe etmesin” dedi.
“Bütün
farklılıklarımızı zenginlik kabul ettiğimiz andan itibaren Türkiye’yi hızla
büyütebiliriz”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu,
Türkiye’nin çok zengin bir kültüre sahip olduğunu, bunun yaşatılması ve
korunması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Güzel bir şehirdesiniz. Bingöl’ün Genç ilçesinde ben ilkokul ve
ortaokulu bitirdim. Benim çocukluk anılarım oradadır. Hala oranın eskiden
belediye başkanlığı yapan arkadaşlarla zaman zaman görüşürüm. O bölgenin de
kültürünün buradan, yani Mersin’den çok farklı olmadığını biliyorum. Sevecen
insanları var. Biz çok ayrıştık, çok kavga ettik, kutuplaştık. Artık
Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi hepimiz
beraberiz. Çok zengin bir kültürümüz var. Yemeklerimiz, oyun havalarımız yerden
yere, bölgeden bölgeye değişiyor ve bizler bütün farklılıklarımızı zenginlik
kabul ettiğimiz andan itibaren Türkiye’yi hızla büyütebiliriz. Mesela Şanlıurfa’nın hoyratı var
dinlediğimiz zaman hüzünleniriz. Karadeniz’in güzel oyun havaları var zevkle,
keyifle onu izleriz. Çok zengin bir kültürümüz var. Yemekten tutun oyun
havalarına, köyden köye bunların neredeyse tamamı değişir. Dolayısıyla bu
zenginliğin hem yaşatılması hem korunması gerekiyor. Demokrasi içinde bütün
bunları bütün bu sorunları aşmak mümkün.”
Mersin ve
Adana’nın yanı sıra Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerinden gelen
muhtarların da katıldığı buluşmada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’ye
katılan muhtarlara parti rozetlerini taktı.
0 Yorumlar