SEÇER: “MERSİN’DE YAŞAMAK BİR AYRICALIK”
“MERSİN'İN
MERKEZDEN DAHA FAZLA PAY ALMASI LAZIM”
“BÜYÜKŞEHİRLER ARASINDA MALİ DİSİPLİN AÇISINDAN EN
İDDİALI BELEDİYEYİZ”
“TAHAMMÜL EDEMEDİĞİM KONULARIN BAŞINDA İSRAF GELİR”
Başkan Vahap Seçer, Kanal 33, İçel TV,
HRT ve Koza TV ile çok sayıda radyoda yayınlanan programda; Ferudun Gündüz ve
Ahmet Özdemir’in canlı yayın konuğu olarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başkan Seçer, Gülnar’da yaşanan yangına
ilişkin konuşarak geçmiş olsun dileklerinde bulundu ve “Biz
de Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekibi ve diğer birimler bölgede yangın
söndürme çalışmalarına katkı sunduk” dedi.
Gazetecilerden gelen “Mersin
nasıl bir kent?” sorusu üzerine de açıklamalarına devam eden Başkan
Seçer, “Mersin çok muazzam, çok güçlü,
dinamik, ekonomisi, tarihi geçmişi, kültürel birikimi ve demografisi muazzam
bir kent. Mersin çok dinamik bir yer” diye konuştu.
Mersin’in Türkiye'nin özeti olduğunu
vurgulayan Seçer, “Mersin müstesna bir
kenttir. Jeopolitiği son derece önemli. Stratejik bir yer. Her sektörün canlı
olduğu bir yer. Burada yaşamak bir ayrıcalık” ifadelerini kullandı.
Mersin’in geçmiş yıllara göre tanınmaya
artık daha açık bir yer olduğunu kaydeden Seçer, “Mersin'in merkezden daha fazla pay alması lazım. Yeterli değil. Bu
gerçekleri ortaya koymak lazım. Siyaseten kavga etmek adına ya da birbirimizin
bileğini kıvırma adına, zora düşürme adına bunları söylemiyoruz. Bunlar
realite” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin
Türkiye’deki 30 Büyükşehir içerisinde mali disiplin açısından en iddialı
belediye olduğunu dile getiren Seçer, “Bütçe
gerçekçi olmalı. İlk yıl haricinde, ki o bütçeyi ben yapmadım, bütçe
gerçekleşme oranı yüzde 99'lara kadar geldi. Neredeyse her dediğimizi yapmışız.
Mali disiplin budur” diye konuştu.
Sadece Belediye Başkanı olarak değil
hayatın her alanında gereksiz harcamalara karşı olduğunu ifade eden Seçer, “Hayatın her alanında tahammül edemediğim
konuların başında israf gelir. Bu halkın bize emanet ettiği her kuruşun farklı
bir değeri vardır” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet demek; kadının öne çıktığı çağdaş bir
toplum demek”
Cumhuriyet Halk Partisi mensubu bir
belediye başkanı olarak kadına bakış açısının Mustafa Kemal Atatürk’ün 100 yıl
önce gösterdiği hedefler doğrultusunda olduğunu aktaran Başkan Seçer, “Biz Cumhuriyet ülkesiyiz. Cumhuriyet
demek; kadının öne çıktığı çağdaş bir toplum demek” dedi.
MESKİ’nin
gerçekleştirdiği alt yapı ve teknoloji yatırımlarının pahalı yatırımlar
olduğunu ifade eden Başkan Seçer, bu noktada kredi ve hibeye ihtiyaç
duyduklarını ancak destek alamadıklarını söyledi. Seçer, “Kredi bulamazsanız yatırım yapmak sıkıntı olur. 4 yıl boyunca ne İller
Bankası’ndan ne İller Bankası’nın koordinasyonundaki yurtdışı hibelerinden 1
Dolar, 1 Euro hesabına girmiş bir para yoktur” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap
Seçer, Kanal 33, İçel TV, HRT ve Koza TV ile çok sayıda radyoda yayınlanan
programda; Ferudun Gündüz ve Ahmet Özdemir’in canlı yayın konuğu olarak,
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Mersin
Büyükşehir Belediyesi olarak bölgede yangın söndürme çalışmalarına katkı
sunduk”
Başkan Vahap Seçer, yaşanan orman
yangınlarına müdahale konusunda son durumla alakalı bilgiler verirken, sıcak
havanın sadece bölgemizde değil, diğer bölgelerde de orman yangınlarına
sebebiyet verdiğinden bahsetti. Mersin’in bölge olarak yüzölçümünün yaklaşık
yarısının ormanlık alan olduğundan söz eden Başkan Seçer, yaşanan yangına
ilişkin; “Biz de Mersin Büyükşehir
Belediyesi İtfaiye ekibi ve diğer birimler bölgede yangın söndürme
çalışmalarına katkı sunduk. İl Afet Koordinasyonu’na katkı yaptık, diğer kurumlarla
beraber biz de görevimizi yerine getirdik. Orada itfaiye teşkilatında 78
arkadaşımız, 28 aracımız oradaydı. Bunun dışında iş makineleri, greyder ve
diğer makineler de orada görev yaptı” dedi.
Gülnar’ın Korucuk, Çavuşlar ve Tepe
mahalleleri hariç 3 mahallede herhangi bir konut yanma konusu olmadığını, tarım
alanlarında hasar bulunduğunu kaydeden Seçer, “Ancak Kavakoluğu Mahallesi’nde 3’ü aktif kullanılan, diğer 9’u da boş
olan evlerin yandığının bilgisini aldık. Kontrol altına alındı ama bu demek değildir
ki, ‘bu yaz kolay geçecek’. Hava
sıcaklıklarına bağlı olarak zaman zaman bu olaylarla karşılaşabiliriz. Can
kaybının olmaması tabi ki sevindirici. Maddi hasarlar vardır ama bunlar da tabi
ki gerekli kurumların çalışmaları sonucu ortadan kaldıracaktır” diye
konuşarak, geçmiş olsun dileğinde bulundu.
“Çevre
sorunlarının yoğun olabileceği her türlü dinamik burada var”
Başkan Seçer, çevre konusunun dünyanın
sorunu olduğunu ifade ederek, “Bunun
sonucunda da Türkiye olarak bundan etkilenmememiz mümkün değil. Belki de en çok
etkilenen ülkelerin başında geliyoruz. Mersin de aynı şekilde. Bir anlamda da
aslında çevre sorunlarının yoğun olabileceği her türlü dinamik burada var.
Sahil kentisiniz, limanınız, sanayiniz, tarımınız var. Burası birçok konuda
aktivitesi yüksek, çok canlı ve hareketli bir kent. Sanayi atıklarından tutun
gemi atıklarına, deniz kirliliğine, çevresel ve evsel atıklara kadar bunların
her biri çevre kirliliğine birer etmen” ifadelerini kullanarak, Büyükşehir
birimlerinin bu konuda önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
“Deniz
kirliliği ile ilgili yetkilerimiz çerçevesinde çok disiplinli çalıştığımızı
söyleyebiliriz”
Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi
Başkanlığı’nın yoğun bilimsel çalışmalar yaptığını ifade eden Seçer, Temiz
Akdeniz Projesi ile ilgili de son 3 yıldır önemli adımlar atıldığını aktardı.
Karbon ayak izi çalışmalarının, bunların raporlanmasının ve kamuoyu ile
paylaşım çalışmalarının da düzenli olarak yapıldığını dile getiren Seçer, “Bunun dışında, elbette ki kentin yaşam
kaynaklı yarattığı kirliliği de önleme çalışmalarını belediye kendi sorumluluk
alanları içerisinde sürdürüyor. Bizim deniz kirliliği ile ilgili yetkilerimiz
çerçevesinde çok disiplinli çalıştığımızı söyleyebiliriz. Çevre Bakanlığı’nın
belirlediği koordinatlar içerisinde denetimlerimizi yapıyoruz. Gemilerin deniz
kirliliği konusunda tespitleri durumunda çok yüksek cezalar kesiliyor ve bu
cezaları ödemeyen gemiler de hareket edemiyor. O derece kurallar katı, cezalar
yüksek ama bunlar dahi caydırıcı olamıyor ve maalesef sürekli denizlerimizi
kirleten, kimyasal atık bırakan, gemi atıklarını bırakan olaylarla karşı
karşıya kalabiliyoruz” dedi.
Çevre konusunun ardından, sinekle
mücadele konusuna da değinen Başkan Seçer, herkesin üzerine düşeni yapması ve
mevzuata uygun davranması durumunda, aslında ne çevre kirliliğinden ne de buna
bağlı olarak küresel ısınmadan söz edileceğini kaydetti. Mersin'in resmi nüfusu
ile fiili nüfusu arasında da çok fark olduğunu vurgulayan Başkan Seçer, “Bugün 2 milyona yaklaşan bir resmi nüfus
var ama fiili olarak herhalde şu anda yaz mevsimi ve nüfusumuz 2.7 milyondan
aşağı değildir. Bu durumun yarattığı bir ilave yük var. Zaten kayıtlı 300 bin
sığınmacı ya da farklı statüde yabancı yaşıyor. 230 bin civarında kayıtlı
Suriyeli var. Bunun dışında Rus, Ukraynalı ya da Afgan ve Kuzey Iraklı var.
Değişik milletlerden insanlar yaşıyor. Kayıt dışı olanlar var. Deprem
dolayısıyla zorunlu olarak buraya gelenler var. Henüz burada kayıtta
görünmeyenler var. Biz depremden sonra da bunu dile getirdik. Yani sürekli
olarak hatırlayacağınız gibi su tüketimi arttı, evsel atık arttı. Yüzde 15
oranında bizim çöpümüz arttı. Bu değerlendirmeleri biz sürekli yapıyorduk” ifadelerini
kullandı.
“Başkalarının
sağlığını tehdit edecek noktaya geldiğimiz noktada özgür olmaktan çıkıyoruz”
Vatandaşların da bu anlamda bilinçli
olması gerektiğini dile getiren Seçer, çöpleri çöp konteynerlerine güzel bir
şekilde poşetleyip, ağzını bağlayarak atmanın öneminden de bahsetti. Çöpleri
gelişigüzel bırakmanın sinek ya da diğer haşerelerin üremesine, koku
yayılmasına ve çevrenin kirlenmesine uygun ortam hazırladığına da dikkat çeken
Seçer, “İşte bu toplumsal bilinç. Bu
toplumsal bilinç de aileden başlıyor, okulda devam ediyor. Sokakta, iş yerinde,
hayatın her alanında toplu yaşamın gerektirdiği medeni standartları bizim yakalıyor
olmamız lazım. Toplu yaşarken özgürlüklerin de sınırlı olduğu, başka birinin
özgürlük alanına girene kadar özgür olduğumuzu bilmemiz lazım. Başkalarının
sağlığını tehdit edecek, huzurunu kaçıracak ya da onlara rahatsızlık verecek
noktaya geldiğimiz noktada aslında biz özgür olmaktan çıkıyoruz, başkasının
özgürlüğünü kısıtlıyoruz. Şimdi bu da o. Yani sizin çöpü kaldırıp sokağa atma
özgürlüğünüz olamaz. Elinizdeki pet şişeyi refüjlere bırakma, trafik
ışıklarında arabanın camını açarak izmariti ya da içtiğiniz bir meşrubatın
kabını oraya atma özgürlüğünüz yoktur. Herkes buna riayet ederse çevre
kirliliği de olmaz” dedi. Mevzuat gereği de çöp toplamanın ilçe
belediyelerinin sorumluluğundan olduğunu dile getiren Seçer, Mersin Büyükşehir
Belediyesi’nin ise sadece kendisine ait olan caddelerin temizliğini yaptığını
ve ilçe belediyelerinin topladığı çöplerin bertarafından sorumlu olduklarını
kaydetti.
“Vatandaş
hangi görevin hangi kuruma ait olduğunu çok bilmiyor”
Sahil temizliği ile ilgili de
kendilerine yoğun şikayetler geldiğini ifade eden Seçer, Bakanlığın bu konudaki
eylem planından söz etti. Sahil temizliğinden sorumlu olan kurumun da ilçe
belediyeleri olduğunu ifade eden Seçer, “Ancak
ilçe belediyelerinin toplayıp bir noktada biriktirdiği, bizim terfi istasyonlarımıza
getirdiği ya da bertaraf tesislerimize götürdüğü atıkların bertarafı ile Mersin
Büyükşehir Belediyesi sorumludur. Vatandaş hangi görevin hangi kuruma ait
olduğunu çok bilmiyor. Belediyelerin hangi görevde olduğunu, hangi
sorumluluğunun olduğunu pek bilmiyor. Bir yol şikâyeti geliyor, o yolun ilçe
belediyesine mi Büyükşehir’e mi, Orman’a mı, Karayolları’na ait olduğunu
bilmiyor. Vatandaşlar bilmeyebilir. Adınız Büyük ve Büyükşehir olunca bütün
sorunların tabi ki şikâyet merkezi siz oluyorsunuz” dedi.
“Mersin
Türkiye'nin özetidir”
Gazetecilerden gelen “Mersin
nasıl bir kent?” sorusu üzerine de açıklamalarına devam eden Başkan
Seçer, Mersin'in en büyük sıkıntısının reklamının olmaması olduğunu dile
getirdi. Seçer, “Mersin; güçlü, dinamik,
ekonomisi, tarihi geçmişi, kültürel birikimi ve demografisi muazzam bir kent.
Mersin çok dinamik bir yer. Mersin’i dinamik kılan özelliklerden bir tanesi
doğal olarak nüfusudur. Burada nüfus Türkiye'nin özetidir. Çünkü Mersin
göçlerle büyüyen bir kenttir. Limanla beraber tüm dünyanın ilgisini çekmiş.
Burada ihracat, ithalat yapmaya başlamış, Türkiye'nin her tarafından şu ya da
bu sebeple insanlar buraya gelmiş” dedi.
“Mersin'in
merkezden daha fazla pay alması lazım”
Mersin’in geçmiş yıllara göre tanınmaya
artık daha açık bir yer olduğunu kaydeden Seçer, “Çünkü her açıdan gelişiyor. Daha güzel bir kent oluyor. Yatırımlar
oluyor, ticareti gelişiyor. Türkiye'nin önemli bir ticaret merkezi ve ihracat
kapısı. Buradan ithalat da oluyor. 11-12 milyar doların üzerinde bir dış
ticaret hacmini yakalamışsınız. Liman, Serbest Bölge ve her sektör var burada.
Burada yok yok. Mersin çalışıyor, üretiyor. Bunu hep söylüyorum ve siyaseten
söylemiyorum; Mersin'in merkezden daha fazla pay alması lazım. Yeterli değil.
Bu gerçekleri ortaya koymak lazım. Siyaseten kavga etmek adına ya da
birbirimizin bileğini kıvırmak adına, zora düşürmek adına bunları söylemiyoruz.
Bunlar realite” diye konuştu.
Devam eden havaalanı inşaatı
çalışmalarına da değinen Seçer, bunun kente değer katacağından da söz etti.
Başkan Seçer, “10-12 senedir keşke
gecikmeseydi, bitseydi. Bunları hangi Mersinli istemez? İktidar partisine
mensup siyasiler de bundan rahatsız değil mi? Bir an önce bitsin isterim. Hafta
sonu Batı’ya doğru gidip gelmek bir eziyet oluyor. Uzun yıllardır konuştuğumuz
Çeşmeli-Taşucu Otoyolu’nun tamamlanması gerekli. Yaklaşık 30 yıldır Sahil Yolu
çalışmaları var ve ağır aksak ilerliyor” dedi.
“Bu
insanların burada yaşam koşullarının yarattığı ilave yüklerin ortadan
kaldıracağı tedbirleri almak da yöneticilere düşer”
Mersin’de yoğun bir şekilde resmi nüfus
dışı insan yaşadığını da kaydeden Seçer, “Bunun
statüsü sığınmacı ya da son deprem dolayısıyla ortaya çıkan gelişmelerden
buraya gelen vatandaşlarınız, onlar sizin canınız ciğeriniz. Ülkenin insanları.
Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan her insan, her noktaya gider özgürce yaşar.
Buna mani bir şey yok. Ama bu insanların burada yaşam koşullarının yarattığı
ilave yüklerin ortadan kaldıracağı tedbirleri almak da yöneticilere düşer.
Herkes rahatsızlık duyar. Kiralar çok arttı. Hepimiz söylüyoruz. Çünkü sosyal
konut açığı var. Bu konuda özel bir çalışma yapılması gerektiği aylardır
bağırdığımız konular” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak yeni
ve geniş bulvarlar açtıklarını kaydeden Seçer, “Bizim bu çalışmalarımız gerçekten 4 yıldır takdire şayan ve
vatandaşlardan da bu konuda geri dönüşleri olumlu aldığım zaman da mutlu
oluyorum. Çünkü yaptığınız yatırımlarda Yol Asfalt Birimi’ne bütçenizin çok
önemli bir payını veriyorsunuz. Asfalt yapmak kolay işler değil. Güzel güzel
bulvarlar açıyoruz” dedi ve son olarak yaptıkları çalışmalarda biri olan
Tarsus-Çamlıyayla Yolu Genişletme ve Yenileme Projesi'ni anlattı.
Başkan Seçer, “Herkes diyor ki; ‘Mersin
Belediyesi son dönemde yaptığı yol çalışmalarıyla belediyelerin de çok kaliteli
asfalt yapacağını, yapabileceğini gösterdi.’ Bu bir realite. Biz de mutlu
oluyoruz. Trafik daha rahat oluyor. Araçlar hasar görmüyor. 4. Çevre Yolu’nu
bitirmemiz, 3. Çevre Yolu’nu genişletip orada hiç görülmemiş bir kavşak modeli
ile gerçekten yeni bir sistem yaratmamız, kanalize kavşaklar ya da şimdi 2.
Çevre Yolu’nun devamı olan 7 Kardeşler’denDavultepe’ye kadar yaptığımız ilk
etapta 2 bin 200 metrelik çalışma, ki bu 9 kilometrelik bir çalışma olacak
Çeşmeli otobanına kadar; bunlar çok önemli çalışmalar. Oluşabilecek sorunları
görüp, yaptığınız hamlelerdir. Hiçbir şey yokmuş gibi oturursanız, 5 yıl sonra,
10 yıl sonra problemlerin kat be kat arttığını görürsünüz. Sorunlar halının
altına süpürülmekle olmuyor” dedi.
“Köy demek; üretim, tarım demek”
Kırsal mahalle ve grup
yollarının yapımına önem verdiklerini belirten Başkan Seçer, görevde bulunduğu
süre içerisinde il genelinde toplam 1.6 milyon ton asfalt kullanıldığını ve köy
yollarına 2 bin 250 kilometre sathi kaplama yapıldığını söyledi. Asfalt yapmanın
bir övünç kaynağı olmaması gerektiğine dikkat çeken Başkan Seçer, “Köy demek; üretim, tarım demek. Bu
ürünlerin pazara, merkeze gelmesi için kaliteli ve düzgün yollar olacak ki
sağlıklı bir şekilde ürünler gelsin” dedi.
“Büyükşehirler arasında mali disiplin açısından en
iddialı Belediyeyiz”
Mersin Büyükşehir
Belediyesi’nin Türkiye’deki 30 Büyükşehir içerisinde mali disiplin açısından en
iddialı belediye olduğunu dile getiren Seçer, tüm hizmetlerin belli plan ve
programlar çerçevesinde hayata geçirildiğini kaydetti. Göreve geldiğinde
Büyükşehir ve MESKİ bütçesinin yapılmış olduğunu ve 2019 yılında bütçenin
gerçekleşme oranının yüzde 70’lerde kaldığını ifade eden Seçer, “Geldiğimizde toplamda yaklaşık 3 milyar TL
bütçe vardı. Yani bütçe demek; ‘Benim bu
yıl içerisinde gelir - gider bütçem, denkliğim bu olacak’ demektir. Bu
bütçe gerçekçi olmalı. İlk yıl haricinde, ki o bütçeyi ben yapmadım, bütçe
gerçekleşme oranı yüzde 99'lara kadar geldi. Neredeyse her dediğimizi yapmışız.
Mali disiplin budur. Belediyenin 3 milyar TL borcu vardı. TL bazında
söylüyorum, bugünkü parayla 530 milyon dolardı. Ama bugün gerçekçi bir bütçe
var. Her iki kurum 15,5 milyar civarında bütçesi var. İki kurumun toplam borcu
3,5 milyar lirayı geçmez. Baktığınız
zaman döviz bazında siz 530 milyon dolarlardan, bu borcun yaklaşık olarak 320
milyon dolarını ödemişsiniz zaten. Bu ciddi bir şey. Ben o paralarla metroyu
hiç finansman ihtiyacı duymadan bitirebilirdim” diye konuştu.
“Yaptığım bütün hizmetler dengeli olmalı”
Belediyelerin borcunun
olmasının normal olduğunu ancak mantık çerçevesinde olması gerektiğini dile
getiren Başkan Seçer, “Benim mali tablom
bu. Ben böyle bir mali tabloyu devralmış olsaydım emin olun şu gün yaptığım
hizmetin üzerine yüzde 50 daha yapardım. Geçen yıl bütçem yaklaşık olarak
devraldığım borca eşit. Yaptığım yol, sosyal hizmet, sağlık hizmeti, park bahçe
bakımı, diğer aklınıza gelen bütün hizmetler dengeli olmalı” dedi.
“Tahammül edemediğim konuların başında israf gelir”
Sadece Belediye
Başkanı olarak değil hayatın her alanında gereksiz harcamalara karşı olduğunu
ifade eden Seçer, “Hayatın her alanında
tahammül edemediğim konuların başında israf gelir. Türkiye’nin bir bütçesi
vardır ve bunun kaynağı yüzde 85-90 vatandaşlardan alınan vergilerdir. Yaptığım
yol, gönderdiğim gıda, çocuğa gönderdiğim süt vatandaşımın parası. Biz burada
israf yapamayız. Ben siyasete girmeden önce iş dünyasındaki aktif bir insandım.
Para ve insan nasıl yönetilir, yatırım nasıl yapılır, ömrüm bu işlerde
geçiyordu. Şu anda duyduğum rahatsızlığı kendi paramı sevk ve idare ederken
çekmedim. Çünkü emanet para, bunun vebali büyük. Hele hele bir seçilmiş olarak,
halk güveniyor size, onun parasına halel getirmek aslında halka ihanet
etmektir. Benim dünyam da, dünya görüşüm de bu. Bu halkın bize emanet ettiği
her kuruşun farklı bir değeri vardır” ifadelerini kullandı.
“Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı tüm dünyanın sorunu”
Yöneltilen bir soru
üzerine kadınlara yönelik hizmetlerden söz eden Başkan Seçer, toplumsal
cinsiyet ayrımcılığının temel bir sorun olduğunu söyledi. Bu sorunun sadece
Türkiye’ye özel değil tüm dünyanın sorunu olduğunu vurgulayan Seçer, “Hepimizin bu sorunun çözümü için üzerine
bir şeyler koyması lazım. Sadece çalışma hayatında değil, siyasal hayatta da
böyle. 600 sandalyeli parlamentonun dağılımına cinsiyet olarak bakın, arada
uçurumlar görürsünüz. Belediye çalışanları oranına bakın, yüzde 50’yi
tutturamazsınız elbette ki ama geldiğimiz günden bu yana bir artış oldu. En son
aldığım rakamlarda yüzde 17'lik oran şu anda yüzde 24’lere çıkmış düzeyde.
Elbette biz pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Hatırlayın bizden önceki dönemde
Kadın Daire yoktu. Bizim zaten çalışmamız da hazır bekliyordu. Kâğıt üzerinde
hemen işlemleri başlattık. Sonra Meclis’te kabul edildi, Kadın ve Aile
Hizmetleri Dairesi kuruldu ve başında da kadın bir daire başkanımız var”
şeklinde konuştu.
“Toplumsal cinsiyet eylem planı konusunda çok değerli
çalışmalar yapıyoruz”
Kadınların el emeği
ürünleri pazarlamalarından onların hukuki problemlerinde, çocuğunun psikolojik
probleminde ya da kadının kendi psikolojik problemine, eşiyle, ailesiyle
yaşadığı problemlere kadar her şeyiyle ilgilendiklerine dikkat çeken Seçer
şunları söyledi:
“Bu anlamda biz toplumsal cinsiyet eylem planı konusunda
da çok değerli çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda bunu izleyen kurumlar tarafından
da takdir edilen bir belediyedir burası. Çünkü bizim yaptığımız eylem planı
içerisinde çok detaylar var. İzlenebilirlik, denetlenebilirlik, kâğıt üzerinde ‘Yaptı’ desinler diye değil. Biz bir
sonuç alıyoruz. Netice itibariyle bu işin otoriteleri, kurumları ciddi olarak
bu işe kafa yoran, zaman harcayan kitlelerle, kurumlarla ve kişilerle de
iletişim halindeyiz.”
“Cumhuriyet demek; kadının öne çıktığı çağdaş bir
toplum demek”
Cumhuriyet Halk
Partisi mensubu bir belediye başkanı olarak kadına bakış açısının Mustafa Kemal
Atatürk’ün 100 yıl önce gösterdiği hedefler doğrultusunda olduğunu aktaran
Başkan Seçer, “Biz Cumhuriyet ülkesiyiz.
Cumhuriyet demek; kadının öne çıktığı çağdaş bir toplum demek. Dünya, kadını
ikinci üçüncü planda tutarken birçok medeni ülke, 1930’lu yıllarda ‘Onlar da yönetecek. Muhtar, belediye
başkanı, milletvekili olacak’ diyen bir zihniyetin kurduğu ülkedir Türkiye
Cumhuriyeti. Modern kadın, seküler kadın, okumuş kadın, eğitim almış kadın
dendiğinde Cumhuriyet akla gelir, Cumhuriyet Türkiye’si akla gelir. Biz de bu
bakış açısıyla seçilmiş belediye başkanlarıyız. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin
belediye başkanıyım. Kadına bakış açım bundan 100 yıl önce Mustafa Kemal
Atatürk'ün ‘Değişik bir Türkiye
yaratacağız, devrim yapacağız. Daha seküler, modern, müreffeh ve
demokratikleşen bir Türkiye yaratacağız’ ülküsünün devamıdır. Bizim
çalışmalarımız bundan ibarettir” dedi.
“MESKİ ticari
bir kurum değildir, kamu yararına çalışır”
MESKİ’nin
önemli bir kurum olduğuna değinen Başkan Seçer, en önemli gelirinin fatura
geliri olduğunu kaydetti. Evsel atık toplama vergisinin ilçe belediyelerine ait
olduğunu hatırlatan Başkan Seçer, “Her
100 liralık faturanın 100 lirası MESKİ’ye gelmiyor. Bunun önemli bir kısmı,
belki de yüzde 50’ye yakını vergi olarak gidiyor. Evsel atık vergisi olarak,
çevre tüketim vergisi olarak gidiyor ve MESKİ’nin kasasına girmiyor. Biz burada
tahsilat görevi yapıyoruz. Vatandaşlarımın bunu bilmesini isterim. MESKİ ticari
bir kurum değildir. MESKİ bir kamu şirketidir, kamu yararına çalışır” dedi.
“İller
Bankası’ndan MESKİ’nin hesabına 1 Dolar, 1 Euro para girmedi”
MESKİ’nin
gerçekleştirdiği alt yapı ve teknoloji yatırımlarının pahalı yatırımlar olduğunu
ifade eden Başkan Seçer, bu noktada kredi ve hibeye ihtiyaç duyduklarını ancak
destek alamadıklarını söyledi. Seçer, “Kredi
bulamazsanız yatırım yapmak sıkıntı olur. Sizin faturalardan kasanıza giren
para zorunlu giderlerinizi ancak karşılar. Elektrik gideri şu andaki en büyük
sorunumuz. Ödediğimiz yıllık elektrik faturası 1 milyarın üzerine çıktı. Bu
önemli bir rakamdır. Biz her şeye rağmen göreve geldiğimiz günden bu yana
MESKİ’ye 10 milyar TL’ye yakın bir yatırım yaptık. MESKİ’nin görevde olduğum 4 yıl
boyunca ne iller Bankası’ndan ne İller Bankası’nın koordinasyonundaki yurtdışı
hibelerinden 1 Dolar, 1 Euro hesabına girmiş bir para yoktur” diye konuştu.
MESKİ’de
yaptıkları en önemli yatırımlardan biri olan SCADA sistemini de anlatan Başkan
Seçer, sistem sayesinde su kaybı ve kayıp-kaçak oranının azaldığını kaydederek,
“ Kayıp-kaçak yüzde 40’ların üzerinde.
Bu da daha da yüksek oranlardaydı. Bu bile yüksek. Olması gereken maksimum
20’lerdir. Kayıp dediğiniz; su yer altından kayboluyor. Çünkü demode alt
yapınız var, suyun nereye gittiği belli değil. Diğer taraftan kaçak; biz çok
sıkı denetim yapıyoruz. Özellikle kırsal mahallelerde bazı vatandaşlar,
vatandaşın içme suyu için yapılan boruları delerek bahçelerini suluyorlar,
tarımsal amaçlı kullanıyorlar. Bu yasal ve etik değil” ifadelerini
kullandı.
“Borçlanma
yetkisi var, borç para veren yok; başta İller Bankası”
EYT’den
emekli olan çalışanlar için yılsonuna kadar 355 milyon TL tazminat ödemeleri
gerektiği bilgisini de veren Başkan Seçer, konuyla ilgili şunları söyledi:
“EYT’den emekli
arkadaşlarımız oldu. Ekonomik sıkıntı yaşıyorlar, ki herkes yaşıyor, belediyeler de yaşıyor. Hangi aklı selim
belediye başkanı, emek etmiş, EYT’den ayrılmış çalışanının tazminatını
geciktirir? Biliyorsunuz Meclis’ten borçlanma aldık, tahmin ettik 355 milyon TL
bu yılsonuna kadar EYT’den tazminat ödememiz ortaya çıkacak. Bayramdan önce
geçti biliyorsunuz. Ne İller Bankası’ndan ne bir başka bankadan 1 TL
borçlanamadık. Borçlanma yetkisi var borç para veren yok; başta İller Bankası.
Kamu bankaları özel sektöre veriyor bize vermiyor. Tezatlığa bakın. EYT’den
dolayı 1 lira borcunuz yok. Ben diğer taraftan, oradan, buradan kıstım; 125
milyon birikmişti; bayram öncesi bütün emekçi kardeşlerimin hesabına yatırdım.”
“Biz aldığımız
parayı yatırıma dönüştürüyoruz”
Pamukluk
Barajı konusunun önemli olduğuna değinen Başkan Seçer, Tarsus’tan su alınmasına
gerek kalmadan merkeze su verilebileceğini belirterek, “Pamukluk Barajı önemli bir su tutma havzası. 282 milyon metreküp. Şu
anda da yüzde 78; bu rakamlar DSİ’den alınıyor; önemli bir kapasite. Berdan 160
milyon metreküp Pamukluk onun da 120 milyon metreküp üstünde. Tarsus’tan su
almamıza gerek kalmaz. Tarsus’un suyu direkt zaten cazibesiyle bizim Tarsus
Berdan Barajı’ndan Tarsus ova köylerine kadar gider. Birçok bölge yeraltı
suları kullanıyor. Biz şehir suyu veririz onlara. Daha kaliteli su verme
imkanımız olur. Buradan yılda 1 milyar TL elektrik enerjisi kullanıyorsak emin
olabilirsiniz ki yarısı oradaki terfilere verdiğimiz faturadır. Biz bu
faturadan kurtaracağız. Bugünkü rakamlarla 500 milyon, vatandaşımın yatırımı
olacak. Daha modern arıtma, içme suyu şebekesi, kanalizasyon olacak. Suyun
bedelini daha ucuz alacağız. Bu bize yeter. Biz vatandaş için varız. Çünkü biz
aldığımız parayı yatırıma dönüştürüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kredi olmazsa
biz bu yatırımları öz kaynaklarla yapamayız”
Başkan
Seçer, Pamukluk Barajı için daha önce DSİ ile 2016’da bir protokol yapıldığının
bilgisini hatırlatarak, “Kredi olmasa
biz bunları yapamayız. Biz bunları öz kaynaklarla yapamayız. Dört yılda
yaptığımız 10 milyar liralık kendi öz kaynaklarımız ama bu tip birkaç milyar
birden yatıracağımız yerlerde bizim krediye ihtiyacımız var. Kapılar kapalı.
İller Bankası’nın kendi kredilerinden ya da dış krediler var; İller Bankası
üzerinden bize sağlanıyor; o kredilerden buraya aktarılırsa biz de yaparız. DSİ
yapmasın. Hem içme suyu arıtmasını yaparız hem isale hattını. Ben siyasete de
girmek istemiyorum ama çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Belediyeler, iktidar
belediyesi ya da iktidar olmayan belediyeler; bunlar bir realite” dedi.
Pamukluk
Barajı’nın bir an önce yapılması gerektiğinin önemine vurgu yapan Başkan Seçer,
“Şimdi DSİ isale hattını yapma hazırlığı
içerisinde. Onlar tabi ki ihaleye çıkacak ama bir an önce olması gerek. Arıtma
konusunda ‘Büyükşehir yapsın’
diyorlar, yapalım ama lütfen bölgenin siyasetçilerine de sesleniyorum; başta
Sayın Valimize, bölge milletvekillerine, siyasilere; bu konuda bir kapı
açılırsa, bir yardımcı olunursa, borçlanacak olan Mersin Büyükşehir; kamudur,
bunu sağlayacak olan İller Bankası’dır; kamunundur, yani belediyelerin de orada
payı vardır; bir sorun kalmayacak. Mersin yeni bir içme suyu kaynağına kavuşmuş
olacak” diye konuştu.
Batı
ilçelerinin su probleminin çözülmesi için bekleyen projeler olduğuna değinen
Başkan Seçer, “Gülnar Ilısu; problemler
var çözmeye çalışıyoruz. Otluca her şeyi hazır; Anamur için çok önemli. Ben
göreve geldiğimde 100 milyon TL’ye bitecek projeydi. Şu anda herhalde 500
milyon TL’ye bitiremeyiz. Bakın faydalanamadık. Gittik, geldik. Anamur Belediye
Başkanı ile gittik, Aydıncık Belediye Başkanı ile gittik. Orada hem düzenli
depolama tesisi ile ilgili hem Otluca ile ilgili bir şey olmadı. Aydıncık’ta
kanalizasyon, içme suyu başta olmak üzere; şimdi arıtması ile ilgili yine kredi
sorunu yaşıyoruz. Burada Limonlu’da arıtma var, kanalizasyon daha önce
yapılmış; problemli çözmeye çalışıyoruz. Çeşmeli’de vardı kısmen çözdük gibi
irili ufaklı sorunlar olabiliyor. Bunlar bizden önceki süreçlerde, daha o bölgeler
belediyelerin sorumluluk alanında olmadan önce de başlamış projeler var sonra
da başlamış projeler var. Bunlar çözülür ama yeni projelerde de mutlaka İller
Bankası ile bizim eşgüdümlü çalışma zorunluluğumuz var” şeklinde konuştu.
Spor,
sanat gibi alanların özellikle çocukları ve gençleri kötü alışkanlıklardan uzak
tutmak için iyi bir yol olduğunu ve bağımlılıkla mücadele edilmesi adına
Mersin’de bağımlılıkla mücadele eden ailelerin kendisini ziyaret ettiğini ifade
eden Başkan Seçer, “Ailelerimizle Mersin’de
bir yaşam köyü oluşturma fikri üzerine görüştük. Bağımlılıkla mücadele eden
kurumlar ve yerler var. Bağımlı kişiler buralara giderek belli bir süre
buralarda terapi görüp, eğitimler alıyorlar ancak belli bir süre sonra eski
hallerine dönebiliyorlar. Mevzuat çerçevesinde bir yaşam köyü oluşturup,
buraların binalarını, fiziki koşullarını sağlayıp devrini sağlayabiliriz”
dedi.
“Tarımsız bir
dünya düşünülemez”
Sanayi
ve teknolojiye ayrılan yatırım paylarının günümüzde, gelişmiş ülkelerde dahi
tarıma ayrılan gayrisafi milli hasılanın daha üzerinde olduğunu aktaran Başkan
Seçer, “Geçtiğimiz on yıllarda tarıma
ayrılan yatırım payı yüzde 7-8’lerde iken şu an bu pay, yüzde 5,5-6
civarlarında. Sanayi ve teknolojinin toplam ekonomi içerisinde ağırlığı daha fazla.
Ancak tarımsız bir dünya düşünülemez” diye konuştu.
Büyükşehir
Belediyesi olarak, tarımsal üretim çeşitlerini artırmak, başta kadınlar olmak
üzere küçük aile işletmeleri ve küçük üreticileri desteklemek adına ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesini
hayata geçirdiklerini kaydeden Seçer, “Şu
ana kadar 180 üretici yarattık. Şartları uyan, işini iyi yapabilecek, köyünde
dürüstlüğüyle bilinen. Çünkü biz 25 hayvan teslim ediyoruz ve bir sene boyunca
yem, veteriner, bakım ve ilaçlama gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hayvanlar
yavrulamaya başlayınca bir sirkülasyon oluyor ve başka bir aileye teslim
ediliyor. Beş yıl içerisinde hayvan almayacak duruma gelmeyi planlıyoruz. Geçen
yıl 100 hayvan almıştık, bu sene bu sayı biraz daha düştü, önümüzdeki senelerde
hiç hayvan almayacağız” dedi.
Proje
sayesinde bölgede, küçükbaş hayvan popülasyonunu daha iyi hale getirerek,
bölgeye uygun damızlık hayvan üretimi sağladıklarını aktaran Seçer, “Bu projelerin finansmanı biziz. Ancak İl
Tarım Müdürlüğü, Veterinerler Odası işbirliğiyle projelerimizi sürdürüyoruz”
dedi.
“Tarımsal
desteklerle küçük üreticilerimizi destekliyoruz”
Tarımsal
destek kapsamında besicilere kaz dağıtımı, 360 üreticiye güneş enerjisi paneli,
niş olan ve ekonomik değeri daha yüksek olan avokado, pasiflora, zeytin, badem,
lavanta gibi fide fidan dağıttıklarını anlatan Seçer, unutulmaya yüz tutmuş ata
tohumunu yeniden üretimsel sürece kazandırdıklarını ifade ederek aynı zamanda
üreticilere erik boylama, sulama borusu gibi araç ve ekipman yardımı yaptıklarını
da ekledi. Seçer, ilçe gezmeleri esnasında vatandaş taleplerinin büyük
çoğunluğunun belediyenin sorumluluk alanı dışında olmasına rağmen “Elimizden ne geliyorsa her işe bakacağız
ve bakmaya da gayret göstereceğiz”dedi.
“Mersin’in
öğrenci dostu bir kent olması için çalışıyoruz”
Mersin’de
2 vakıf 2 devlet üniversitesi olmak üzere toplam 4 üniversite olduğunu belirten
Seçer, “Yeme içme, otobüs, kira
imkanlarıyla, hem dışardan gelecek çocuklar için hem de burada ikamet eden
ailelerin çocukları için Mersin’i öğrenciler için daha cazip hale getirmeye
çalışıyoruz. Ben otobüsler 1 TL olacak sözü verdiğimde, bu akaryakıt zamları
hesabımda yoktu. Ancak Başkan bir söz verdi mi tutacak. 2024 seçimlerine kadar
1 TL olarak devam edecek” dedi.
“Çocuklarımız ranttan,
her şeyden daha önemli ve değerli”
Birçok
mahallede ‘Mahalle Mutfakları’
projesi ile 6 TL’ye vatandaşlara yemek
ulaştırdıklarını anlatan Seçer, “Adres
Okuma Salonumuzun önünde de dağıtıyoruz. Adres Okuma Salonu eskiden Orkide
Kafeydi. Orayı yıktığımızda yerine restoran yapmamızı beklediler. Ancak
belediyenin sahilde zatenbalık, et
yenilebilecek, çay, kahve içilebilecek yeterince kafesi ve restoranı var” dedi.
Adres
Okuma Salonu projesini hayata geçirerek, ‘Çocuklarımız, ranttan da her şeyden de daha
önemli ve değerli’mesajı vermek istediğini ifade eden Başkan Seçer, “Her yere bina yapmayın, parklar, açık
alanlar yapın. Özel İdare, Kırmızı Lacivert İşhanı’nı yıkacak ve meydan
yapacağım diye kıyamet kopuyor. Bizler bu anlayışla böyle bir adam olsaydık, bu
kadar iddia ortaya koymazdık” dedi.
Üniversiteyi
kazanan öğrencilere burs yardımı yaptıklarını anlatan Başkan Seçer, Büyükşehir
bünyesinde LGS’ye hazırlanan 2 bin 500 öğrenci olduğunu ve Tarsus’tan,
Anamur’a, Silifke’den Bozyazı’ya kadar bütün ilçelerde kurs merkezi olduğunu
ifade ederek, “Bazı beldelerimizde ve
dezavantajlı mahallelerimizde kurs merkezi sayımız daha fazla. Biz geldiğimizde
140 civarında öğretmen ve 2 bine yakın öğrenciye hizmet veriliyordu. Ama biz
burada başka bir düzen tertip ederek, 350 öğretmenimizle hizmet vermeye
başladık. Bu öğretmenlerin performansları da sınavlarla tekrar yenileniyor”
diye konuştu. Seçer, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yılına özel,
Mersin’deki çocuklara ve gençlere çevre ve iklim temalı Bilim Merkezi’nin
açılışının yapılacağını da duyurdu.
“MESKİ de dimdik
ayakta, Mersin Büyükşehir de”
Başkan
Seçer, 11 Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li başkanlarca yönetilmesinin önemli
bir güç olduğunu ve yerel seçimlerde bu durumu sürdüreceklerini söyledi.
İktidarın birçok sorunu seçim sonrasına attığını ve gelinen noktada vergilerin
arttığını hatırlatan Seçer, “4,5 yıldır
belediye başkanıyım, bu süreçteki mali sıkıntı gibi hiçbir süreç beni sıkmadı.
İsyan etmiyorum, altından kalkarız. Hiç kimse bu konuda endişe duymasın.
Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. ‘Borçlanma
alamadık, kamu bankası bakmıyor, İller Bankası borç vermiyor’ demiyoruz.
MESKİ de dimdik ayakta, Mersin Büyükşehir de” dedi.
Vatandaşların
yaşanılan sıkıntıları gördüğünü ifade eden Seçer, “Maliyetler inanılmaz, geçim sorun. Vatandaş bunları da görecek. 8 ay
sonra yerel seçimler var. Farklı bir atmosfer. Biz Mersin’i de kazanacağız,
Adana’yı da, Hatay’ı da, diğer belediyelerimizi de. 11 büyükşehrimiz var,
üzerine biz il katalım. Bakın Balıkesir,
Manisa, Denizli kazanılabilir. Geçen seçimden örnekleri var. Burada bizim üç
ilçe belediyemiz var. Gelişmeleri hep beraber bekleyelim, burada birçok ilçe
belediyesi CHP’li olabilir” diye konuştu.
CHP’li
Belediye Başkanlarının görevlerini layığı ile yerine getirdiğinin altını çizen
Başkan Seçer, “Biz 7/24 çalışıyoruz.
Örneğin ben Mersin Büyükşehir Belediye Başkanıyım; benim gündemin Mersin.
Yatarım Mersin, kalkarım Mersin, yediğim Mersin, içtiğim Mersin. Bu görevim
bitene kadar benim başka bir dünyam yok. Ne dünyanın malı, ne dünyanın serveti,
ne sağlığımız, hiç bunları düşünecek ortamda değiliz. Bizim de çoluğumuz
çocuğumuz, ailemiz var ama bir görev yüklenmiş bize, bir parti görevi.
Vatandaşına karşı sorumlusun, vatandaşın seni sorumlu kılmış, oyuyla görevlendirmiş.
En kutsal şeyini vermiş. Bizim vatandaşla da aramız iyidir, sokağa da çıkarız
biz. Vatandaşımıza da, iş dünyasına da, emek dünyasına da, çiftçi dünyasına da,
esnaf dünyasına da, emekli dünyasına da gideriz. Çocukla çocuğuz, büyükle
büyüğüz” şeklinde konuştu.
Mersin’de
her kesime, meşrebe, mezhebe, her bölgenin insanına yer olduğunu sözlerine
ekleyen Seçer şunları söyledi:
“Herkesin
Türkiye Cumhuriyeti kimliği var. Benim dünyamda gördüğüm odur. Türkiye
Cumhuriyeti kimliği olan herkes benim vatandaşımdır. 86 milyondan 1 tanesidir.
Ben onların emrine amadeyim. Asla‘Bu
partili, bu partisiz, bu AK Partili, bu MHP’li, Cumhur İttifakı’, diye bir
ayrımcılığım yok. Bu konuda 806 muhtarla görüşebilirsiniz. Samimi olarak bir
iddia ortaya koyan varsa ben o muhtarımdan özür dileyeceğim. ‘Bana ayrımcılık yaptınız, ben MHP’liydim
ben AK Parti’liydim, bana bilinçli olarak hizmet gelmedi’ diyemez. Ya
gelmiştir, ya gelecektir ya programdadır. Mersin Büyükşehir Belediyesi asla
onun partisine, siyasi tercihine bakmaz.”
“Afet
İşleri Dairesi Başkanlığı’nı kurduk”
Mersin’in birinci derecede deprem
bölgesi olmasa da afetlere açık bir bölge olduğundan söz eden Seçer, “Afet, sadece deprem değildir. Su taşkını
da, yangın da, orman yangını da, tsunami de afettir. Çünkü bu bölge böyle bir
bölge. ‘Burada afetle ilgili bir dairenin
olması lazım’ dedik. Örneklerine baktık ve dairemizi kurduk. İlk çalıştayı
yaptık, ikincisini yaptık. Çok da değerli çalışmalar oluyor. Birimleri kurduk,
daire başkanı ve şube müdürleri atandı. Mersin’in riskli yapı stoku var. Bunu
görmemezlikten gelemeyiz. Olası bir Adana depreminde, Ceyhan depreminde
etkilenebileceğimizi unutmayalım. Belki Mersin birinci derecede deprem bölgesi
değil ama etkilenebiliriz. Özellikle sahil olmak üzere yapı stokumuz çok kötü.
Zemin sıvılaşması var, zemin uygun ve emniyetli değil. Binalar deniz kumu ile
yapılmış, denetim yapılmamış, demiri, çimentosu, malzemesi, mühendislik
bilgileri eksik ve yanlış yapılmış. Bütün bunlar zaman alacak. En azından bunu
başlattık ve devam ediyoruz” dedi.
“Sayın
Cumhurbaşkanı’nın imzaladığı bir yatırıma aynı Cumhurbaşkanı’na bağlı Maliye
ile Hazine Bakanlığı’nın kredi onayı vermemesi çelişkisini ortadan
kaldıracağız”
Metro Projesi hakkında da konuşan Seçer,
35 kilometrelik raylı sistem projesi geliştirdiklerini anımsattı. Yönetime
geldiklerinde yer altı metrosu üzerine çalışıldığını aktaran Seçer,
Cumhurbaşkanı’nın onayıyla yatırım programına aldırdıklarını kaydetti. Seçer, “İhale yapmıştık, temel attık. 250 milyon
lira da para harcadık. Kredi konusunda Hazine’den imzayı aşamadık, aşacağız.
Siyasi gerginlikler, seçim; bunları aşacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’nın
imzaladığı bir yatırıma aynı Cumhurbaşkanı’na bağlı Maliye Bakanlığı’nın,
Hazine Bakanlığı’nın kredi onayı vermemesi çelişkisini ortadan kaldıracağız. Bu
Mersinlilere sözümdür” diye konuştu.
“Ben
kimsenin bugüne kadar cesaret edemediği bu işlere adım atıyorum”
Metro’nun birinci etap çalışmalarının en
maliyetli etap olduğundan da söz eden Seçer, ikinci etabın da Ulaştırma
Bakanlığı Alt Yapı Genel Müdürlüğü’nden onay aldığını söyledi. Etapların
güzergahı hakkında da bilgi veren Seçer, “Devlette
devamlılık esastır. Ben kimsenin bugüne kadar cesaret edemediği bu işlere adım
atıyorum. Arkadaşlarım çalışmalarını bitirdiler. Bana bir özet sunum yaptılar.
Ne güzel projeler hazırlattığımı, Müftü Deresi Projesi’nden Tarsus’taki halka
açık Şelale Projesi’ne kadar Mersin’e daha değer katacak, yeni bulvarlar,
sosyal hizmetler, kültür ve sanat alanında yapacağımız yenilikleri
göreceksiniz. Bunları önümüzdeki aylarda yine böyle bir programda
vatandaşlarımıza diyeceğiz ki; ‘Gelecek 5
yıl da şu şekilde projeler bizim sözümüzdür.’ Ne söz verdiysek de
sözümüzdür” ifadelerini kullandı.
“Her
kesime dokunmaya gayret ettik”
Başkan Seçer, yaptıkları sosyal
hizmetler hakkında da; “Her tarafa, her
kesime dokunmaya gayret ettik. Mersin’imizi ve insanımızı seviyoruz” dedi.
Seçer son olarak ise kentte huzurun olmasının ve vatandaşların sokakta
kendilerini iyi hissetmelerinin her şeyden önemli olduğunu kaydederek,
Mersin’de de bunu gördüğünü ve çok mutlu olduğunu dile getirdi. Seçer, “Mersin, Türkiye’nin özetidir. Burada
belediye başkanı da önemli, bürokrasi de önemli. Kurumların başındaki
yöneticiler önemli, onların tutumları, söylemleri, tavırları, davranışları bu
kentin huzuruna direkt tesir eder. Beni halk seçiyor ve bu son derece önemli.
Her şeyden önemlisi benim adaletli olmam lazım. Bana oy veren, vermeyen ayrımı
yapmadan insanlara güven vermem lazım. Şunu düşünmelerini istiyorum; ‘Başkanımız adaletlidir, Başkanımız
güvenilir insandır. Asla haksızlığa meydan vermez, kimsenin hakkına da tenezzül
etmez, kimsenin hakkını da yemez de yedirmez de.’ Bunu bilmelerini
istiyorum. Ben onların abisiyim, kardeşiyim. Halkı ile iç içe olan, samimiyetine
inanılan, vatandaş için çalışan, belde halkı için çalışan her belediye
başkanının da böyle olmasını arzu ederim” diye konuştu.
0 Yorumlar